Oduncu Seyit ama biz onu daha çok Seyit Onbaşı olarak biliyoruz.
Savaş biter. 1918 yılında köyüne döner. Çok fakirlik çeker. Ormandan odun kesip bu odunları satarak hayatını sürdürmeye çalışır. Mustafa Kemal, Edremit'ten geçerken onu görmek ister. Yetkililer Seyit Onbaşı'ya hemen kaymakamın yedek takım elbisesini giydirip Ata'nın huzuruna çıkarır.
Atatürk'ün ''seni iyi gördüm Seyit bakıyorum durumun iyi'' demesi üzerine Seyit Onbaşı aslında durumunun iyi olmadığını ve elbisenin kaymakamın olduğunu söyler. Bunun üzerine Atatürk gazilere maaş bağlanmasını ilk kez burada emreder. Fakat Seyit Onbaşı bu maaşı kabul etmez. Ben bunu maaş için değil vatan için yaptım der. Ama yine de iş Bankası'nda bir hesap açılır ve maaşı oraya yatırılır.
Soyadı kanunuyla ÇABUK soyadını alan Seyit Onbaşı, Mustafa Kemal'den bir sene sonra 1939'da vefat eder. Ve öldüğünde bakarlar ki iş Bankası'ndaki hesabına yatan maaşından tek kuruş çekmemiştir...
meşhur fotoğrafta kaldırdığı mermi değil merminin tahtadan yapılmışıdır. resim için geldiklerinde kaldırmayı dener ama kaldıramaz mermiyi sonra böyle bir çözüm bulunur ruhu şad mekanı cennet olsun.
"Kocaseyit namı, Seyit Ali Çabuk tam adı.
Çanakkale'de 276 kiloluk top mermisini tek başına sırtlayıp ingiliz zırhlısını vuran kahraman.
1889'da Balıkesir'in Havran ilçesine bağlı bir orman köyü olan Manastır köyünde doğan Seyit Ali, Yörük çocuğudur.
Mavi gözlü ve ufak tefektir.
Gariban Anadolu köylüsü.
Keçi güder arada kaçak odun kömürü yapar satar.
1909'da askere gider.
1912'de Balkan Savaşı'na katılır.
1914'te Birinci Dünya Savaşı başlayınca Çanakkale cephesinde topçu eri olarak bulundu.
18 Mart1915'te Müttefik donanması Çanakkale Boğazı'nı geçmek için saldırıya geçti. Bu sırada Seyit Ali, Rumeli Mecidiye Tabyası'nda görevlidir.
(Savaşın en kritik anlarından birinde Queen Elizabeth zırhlısından atılan bir top mermisi Mecidiye Tabyası'na isabet eder. Mecidiye Tabyası'nın pozisyonu çok kritiktir. Boğazdan geçen düşman savaş gemilerini vurmak üzere oradadır. Ve hedef alınan tabyada geriye sadece iki er ve tabya komutanı kalmıştır. Bu erlerden bir tanesi Seyit Ali Çabuk'tur. Seyit, 276 kiloluk bir mermiyi, mataforası yani vinci bozuk olan topçu bataryasına tek başına sırtlayarak yerleştirmeyi başarır. ilk denemesinde Ocean gemisini vurmayı başaramaz, ikinci kez tekrar bunu dener ve başarır, ancak yine vurmayı başaramaz ingiliz zırhlısını. ve son denemesinde Niğdeli Ali'nin de yardımıyla top mermisini bataryaya yerleştirir. Ve Ocean gemisini dümen sisteminden vurmayı başarır. Ocean daha sonra sürüklenir ve Nusrat'ın döşediği mayınlardan birine çarparak batar.
Çanakkale Savaşı'nın bitmesinin ardından 1918de köyüne dönmüş ve kaz dağlarında ölene kadar odunculuk yapmaya devam etmiştir.
1939 yılında ölmüş, ve itibarını hiçbir zaman alamamıştır.
Oduncu Seyit ama biz onu daha çok Seyit Onbaşı olarak biliyoruz.
Savaş biter. 1918 yılında köyüne döner. Çok fakirlik çeker. Ormandan odun kesip bu odunları satarak hayatını sürdürmeye çalışır. Mustafa Kemal, Edremit'ten geçerken onu görmek ister. Yetkililer Seyit Onbaşı'ya hemen kaymakamın yedek takım elbisesini giydirip Ata'nın huzuruna çıkarır.
Atatürk'ün ''seni iyi gördüm Seyit bakıyorum durumun iyi'' demesi üzerine Seyit Onbaşı aslında durumunun iyi olmadığını ve elbisenin kaymakamın olduğunu söyler. Bunun üzerine Atatürk gazilere maaş bağlanmasını ilk kez burada emreder. Fakat Seyit Onbaşı bu maaşı kabul etmez. Ben bunu maaş için değil vatan için yaptım der. Ama yine de iş Bankası'nda bir hesap açılır ve maaşı oraya yatırılır.
Soyadı kanunuyla ÇABUK soyadını alan Seyit Onbaşı, Mustafa Kemal'den bir sene sonra 1939'da vefat eder. Ve öldüğünde bakarlar ki iş Bankası'ndaki hesabına yatan maaşından tek kuruş çekmemiştir...
yiğit ırkımızın çıkardığı babayiğitlerden biridir. türk tarihinin en sevilen kahramanlarından birisidir. 276 kiloluk top mermisini kaldırarak, ingiliz gemisi ocean'ı vurmuştur. son ingiliz bükücüdür. kendisi safi taşşaktan oluşmaktadır. ne siyasal islamcılar, ne fetöcüler, ne de kürtçüler bu onbaşımızın sağ taşşağı bile etmezdir. ruhun şad olsun çanakkale'nin parlayan yıldızı.
efsane adam...
kaldırdığı mermi ondaki iman'ın alametidir.
başka bir ülkenin insanı olsaydı yüzlerce belgesele konu olur, bir o kadar filmi çekilirdi!
allah rahmet etsin ona ve tüm çanakkale şehitlerine...