seyit onbaşı

entry74 galeri13 video1
    16.
  1. o gün yanında bulunan bir arkadaşı, onu sırtında koskoca mermi ile merdivenlerden çıkarken bütün kemiklerinden düdük gibi ses duyduğunu belirtmiştir.

    daha sonra fotoğrafının çekildiği zaman kaldırdığı bir kütüktür.

    ruhu şad olsun...
    2 ...
  2. 17.
  3. harranlı değil havranlı kahramanımızdır.
    1 ...
  4. 18.
  5. iman gücünün, vatan için gösterilen kuvvetinin ispatıdır. doğruya doğru.
    2 ...
  6. 19.
  7. vicdani ret gibi bir konunun konuşulduğu günlerde büyük ihtimalle diğer şehitlerimiz ve atalarımız gibi şuan kemikleri sızlayan atalarımızdandır.
    2 ...
  8. 20.
  9. bugün öğrencilerime gururla anlattığım savaş kahramanımız. arada dilleri kayıp şehit onbaşı demişlerdir.
    0 ...
  10. 21.
  11. bugün hatırlanmaması şaşırtan milli kahramandır.
    1 ...
  12. 22.
  13. che ye methiyeler düzen özenti gençliğin adını bile bilmediği türk kahramanıdır.
    6 ...
  14. 23.
  15. maddi imkansızlıklar yüzünden uzun süre tamamlanamayan belgesel yapımı tamamlanmış kahraman.

    ekonominiz büyüse kaç yazar ln?

    http://www.turkcealtyazi.org/viewtopic.php?t=14911
    2 ...
  16. 24.
  17. 25.
  18. balıkesir havran'lı yurdum garibanı. sen git bir milletin kaderini yaz; ondan sonra fakirlikten, garibanlıktan öl. bu kahramana garibanlığı layık görenler utansın, ne diyim.
    5 ...
  19. 26.
  20. çanakkale de toprağı kanlarıyla kızıla boyuyan binlerce kahramandan biridir.
    o cesurluk, o inanmışlık ve binlerce mermi karşısında bile geri çekilmeden ölüme koşanlar karşısında en meşe ağacı adamı bile ağlatan kahramanlardan birisidir.
    eğer bir cennet varsa bu adam onun en tepesindedir şüphesiz..
    0 ...
  21. 27.
  22. Mermiyi sırtında taşımasına rağmen çanakkale'de kucağında taşıdığı heykeli olan kahraman.
    0 ...
  23. 28.
  24. hemşeri olmaktan gurur duyduğum önemli şahsiyet, ruhu şaad olsun.
    1 ...
  25. 29.
  26. maalesef yanlış bilgilendirme yapılmıştır. seyit onbaşı edremitli değil, havranlıdır.

    bu büyük adamın hikayesinde beni en çok etkileyen aslında savaş sonrası yaşadıklarıdır:
    seyit onbaşı savaştan sonra havrana geri döner. bir rumun fabrikasında çalışmaya başlar. seyit onbaşı, çanakkale savaşından önce balkanlarda da çarpışmıştır. uzun yıllar süren bu fedakarlık seyit onbaşının sağlığını da olumsuz ekiler ve artık iş yapamadığı için fabrikadan çıkarılır. bunu duyan gazi paşa seyit onbaşının ısrarla istememesine rağmen koca seyit'e gazi maaşı bağlatılmasını ister. gazilere maaş verilmesi cumhuriyet döneminde bu olayla başlamıştır. esas can alıcı nokta; koca seyit vefat ettiğinde hesabına yatırılan parayı, hakketmediğini düşünerek almadığı görülmüştür.
    0 ...
  27. 30.
  28. Balıkesir havranlı, mavi gözlü dev.
    0 ...
  29. 31.
  30. Torunları da aynı köyde yaşamış ve kendisi gibi odunculukla geçimini sağlamışlar. Dedelerine devlet tarafından bırakılan maaşı dedeleri gibi hiç dokunmamışlardır.
    0 ...
  31. 32.
  32. Çanakkale savaşı'nın kaybedilmemesinde büyük emeği geçen ve savaş sonrasi dondugu memleketinin belediye başkanı tarafından unutulan kişi.
    0 ...
  33. 33.
  34. "Türk gibi güçlü" cümlesinde ki sembol isimlerden birisi. "Kim gibi olmak istersin sorusuna örnek olacak kişilerden.
    (bkz: allah ondan razı olsun)
    1 ...
  35. 34.
  36. Seyit Onbaşı'nın oldukça nadir bir fotoğrafı.. Bir törende şeref konuğu.

    https://galeri.uludagsozluk.com/r/482239/+
    2 ...
  37. 35.
  38. iyi ki doğdun koca seyit onbaşı.

    not: bu zat, hms queen elizabeth'i değil hms ocean'ı batırmıştır. hms queen elizabeth, 1948'de sökülmüştür.
    1 ...
  39. 36.
  40. 37.
  41. şakirtler tarafından kemikleri sızlatılan yüce kahraman. vatanı bir tek PKK'ya peşkeş çekmediğiniz kaldı, amerikanın fetonun oyuncağı oldunuz, israil ile can ciğer oldunuz utanmada seyit onbaşının adını ağzınıza alıyorsunuz.
    1 ...
  42. 38.
  43. bir kahramandır. caddede adı değiştirilip terorist başını özleyenlerin adı verilse de kalplerden asla sökülmeyecek koca yürekli adamdır.
    0 ...
  44. 39.
  45. yemişim marvel comics'in kahramanlarını. yeni nesle bu adamı doğru anlatmalıyız ve tanıtmalıyız. günlük ve popüler işlerin peşinden koşan, siyasetçi olup kendilerini bir halt sanan ahmakların yüzüne tüküreyim. kilitbahir'den o gemi geçseydi halimiz nice olurdu. özellikle böyle insanların hakkı ödenmez.

    kahraman gibi kahraman! ruhun şad olsun!
    1 ...
  46. 40.
  47. Köyünde onu herkes öldü bilmektedir.
    Çanakkale’den Havran’daki köyüne kadar 145 kilometreyi 13 günde yayan yürür.

    Geldiğinde evine giremez. Çünkü 9 yılda belki karısı, yeniden evlenmiş olabilir. Akşamdan geldiği evini sabaha kadar göz hapsine alır. Sabah koyunları çıkarmak için gelen bir akrabası ile karşılaşır.

    “-Sen kimsin?

    -Ben Seyidim.

    -Biz seni öldü biliyoruz.

    -işte sağ döndüm. Benim hanım evli mi?

    -Hayır evli değil. Bir çocuğun var içeride, çocuğu korkutursun. Bağırarak git, haberi olsun.”

    Kapıdan eşinin ismini seslenir. 8 yaşında bir kız çocuğu kapıya gelir. “Anne” diyor, “kapıda sakallı biri var korktum.” Annesi geliyor kapıya bakıyor ki, adamı. “Korkma kızım o senin baban.”

    Ve 9 yıl sonra kızıyla böyle tanışıyor.

    O kız, sonradan nine olduğunda torunlarına, “Baba deyip de bir müddet kucağına oturamazdım” der.

    ***

    Kocaseyit namı, Seyit Ali Çabuk tam adı.

    Çanakkale’de 276 kiloluk top mermisini tek başına sırtlayıp ingiliz zırhlısını vuran kahraman.

    1889'da Balıkesir'in Havran ilçesine bağlı bir orman köyü olan Manastır köyünde doğan Seyit Ali, Yörük çocuğudur.

    Mavi gözlü ve ufak tefektir.

    Gariban Anadolu köylüsü.

    Keçi güder arada kaçak odun kömürü yapar satar.

    1909’da askere gider.

    1912’de Balkan Savaşı’na katılır.

    1914’te Birinci Dünya Savaşı başlayınca Çanakkale cephesinde topçu eri olarak bulundu.

    18 Mart1915'te Müttefik donanması Çanakkale Boğazı'nı geçmek için saldırıya geçti. Bu sırada Seyit Ali, Rumeli Mecidiye Tabyası'nda görevlidir.

    (Savaşın en kritik anlarından birinde Queen Elizabeth zırhlısından atılan bir top mermisi Mecidiye Tabyası'na isabet eder. Mecidiye Tabyası'nın pozisyonu çok kritiktir. Boğazdan geçen düşman savaş gemilerini vurmak üzere oradadır. Ve hedef alınan tabyada geriye sadece iki er ve tabya komutanı kalmıştır. Bu erlerden bir tanesi Seyit Ali Çabuk'tur.

    Seyit, 276 kiloluk bir mermiyi, mataforası yani vinci bozuk olan topçu bataryasına tek başına sırtlayarak yerleştirmeyi başarır.
    Ve Ocean gemisini dümen sisteminden vurmayı başarır. Ocean daha sonra sürüklenir ve Nusrat’ın döşediği mayınlardan birine çarparak batar.

    Bu başarısından ötürü onbaşı rütbesine yükseltilmiş bir de ödül olarak çift tayın verilmiş.

    O da bir hafta sonra kursağından geçmeyince istememiş.

    Seyit Ali, 1909'da gittiği askerden, 1918'de onbaşı olarak döner.

    1915’teki zaferden sonra 3 yıl daha Çanakkale’de askerliğe devam eder.

    1918’de terhis olur.

    BiR TEK ATATÜRK HATIRLAR

    Kocaseyit, harpten döndükten sonra burada köyünde kimseye savaş ile ilgili bir şey anlatmaz. 9 yılda yaşadıklarını kendine saklar. Kolay değil, yaşanan olaylar, büyük travmalar yaratmıştır muhtemelen. 1929’da Gazi Mustafa Kemal Atatürk, bir açılış için Havran'a gelir. Açılıştan sonra Havran Nahiye Müdürü’ne der ki, “Burada bir Seyit Onbaşı olacaktı onu görmem lazım.”

    Ancak Havran Nahiye Müdürü, Seyit Onbaşı’nın hangi köyde olduğunu bilmez. “Buluruz tabii Paşam” deyip, Edremit askerlik şubesinden Seyit’i sordurur. Manastır köyünde bulunur. Şubeden 2 jandarma görevlendirilip salınır. Sabah çıkan jandarmalar akşamüstü köye gelir. Kocaseyit, dağa kömüre gitmiştir. Jandarmalar evinin önünde akşama dek bekler. Akşam geç saatte evine gelen Seyit, jandarmayı görünce, kaçak kömür için geldiklerini sanır. Ama bozuntuya vermez. Askerlere “suçum ne ki” diye sorar. “Hayır, suçun yok biz seni bekliyoruz. Seni Paşa çağırıyor.” Seyit, sevinir.

    Gece yarısı vardıklarında nahiye müdürü, Seyit’i perişan vaziyette görünce, önce onu bir güzel yıkatır, berberde saç sakal traşı yaptırır. Sabah da elbisesini verir. Atatürk’ün yanına çıktığında, biraz sohbetten sonra Paşa ‘ne istersen, iste sen büyük kahramanlık yaptın’ der.

    Maaş bağlatılmasını teklif eder. Seyit Ali, “Hayır paşam" demiş, "biz görevimizi yaptık maaş için değil” der. Tek bir isteği olur Atatürk’ten, “Ben dağda kaçak odunla kömür imal ediyorum. Havran ve Edremit'te gece kaçak satıyorum. Senin emrinle o dağdaki ormancılar baltamı almasa. Rahat çalışsam, maaş da istemem”

    Atatürk, nahiye müdürüne talimat verir, Seyit’e dokunulmasın diye.

    Ancak iki yıl sonra yeni gelen nahiye müdürü bu emri uygulamaz, Seyit’e pek rahat verilmez.

    Seyit Ali Onbaşı, bir süre daha dağda odun kömürü yapar.

    Yaşlanmaya başlayınca zorlanır, Havran’da bir fabrikada hamallığa başlar.

    Seyit Ali Çabuk, 1939'da 50 yaşındayken, zatürreye yakalanır ve yaşamını yitirir.

    Köyündeki mezara gömülür.

    Kocaseyit'in köyü, hala yoksul...

    Yüze yakın torununun yaşadığı Kocaseyit Köyü (köyün adı sonradan Çamlık, 1990’da da Kocaseyit olmuştur), büyük oranda elektriksiz ve susuz.

    TSK bir dönem köye de sahip çıkmış, Kocaseyit Anıtı da yaptırmış ama Ergenekon, Balyoz darbeleri sonrası onun da eli çekilmiş.

    Güneydoğu’dakilerden farksız köylü topraksız, koyun keçi güdüyor, ovaya yevmiyeye gidiyor.

    Aynı dedeleri Kocaseyit gibi.

    Kocaseyit’in öyküsü, bir yerde Türkiye’nin tüm kahramanlarının öyküsüdür.

    En azından o yine şanslıymış, bugünküler üzerine bir de suçlanıp, hapse atılıyor, intihara zorlanıyor.

    Hüseyin Vodinalı
    8 ...
© 2025 uludağ sözlük