masal değil gerçektir. fakat anlatımlar abartılıdır. söyle ki; seyit onbaşının rumeli batarya tabyasında görevlidir. bu bataryanın çapı 24 cm'dir. 24 cm'lik bir bataryanın atış yapabileceği top veya merminin ağırlığı ancak ve ancak 195 kg ile 215 kg arasındadır. kayıtlara da 215 kg olarak geçmiştir. ayrıca 3 atış yaptı birincisi ve ikincisi Bouvet ıskalarken üçüncü atış Bouvet'in yan yatmasına neden oldu söylemi olayın efsane yönüdür. çünkü bir bataryada nişan erinden tutunda gözlem çadırına kadar bir çok görevli bulunmaktadır. olayı hatıralarıyla günümüze aktaran ve çanakkale savaşıyla ilgili çalışmalar yapan konunun uzmanları Bouvet'in nusret mayın gemisinin bıraktığı mayınlardan birine çarparak yara aldığını ve yarı hareketsiz kaldığını bu esnada seyit onbaşı mermiyi yerleştirdikten sonra gözlem çadırından gelen yer belirleme koordinatlarına göre atışı bataryadan sorumlu nişancı erinin yaptığını aktarmaktadırlar.
seyit onbaşının sadece 215 kg'lik mermiyi kaldırıp batarya yatağına yerleştirmesi onu efsane yapar. bir çok isimsiz kahraman gibi. hem seyit onbaşı hem çanakkale'de hem balkan cephelerinde savaşmıştır. bu bile onu efsane yapar. ama bizim bireysel efsane karakterler yaratmaya mı, yoksa o dönemde ülkenin birliği için canını feda etmiş tüm isimsiz kahramanları mı efsane yapmamız gerekir düşünmemiz gerekiyor.
hatta bir adım öteye gidiyorum. bizim efsane yaratmaya ihtiyacımız mı var.
olay gerçek ama olayı dine ve o meşhur "iman gücüne" bağlamaya çalışanlar komedi amk. he amk iman gücüyle kazanıldı vatan. hala bu tarz saçmalıklara inananlar var ya