osmanlı da bulunan şeyh ül islam makamının, padişahın kararlarını, islama uygunlugunu inceleyen makam olarak tarihte okumustuk, dün ki kararı ile anayasa mahkemesi, yetkisini aşaraklaiklik maddesini tersinden yorumlayarak öle bir karara imza attı ki artık kendilerine yeni bir paye verilmeli,
şeyh ül laiklik,
yani, bundan sonra yetkin olmayan meclis, laiklige her an aykırı kararlara imza atabilme ihtimaline karşı, ulu ve laik hakimlerden müteşekkil anayasa mahkemesi heyetine efendim bi kararımız laiklige aykırı mı degil mi bi göz atsanız diyerek laiklikle ilgili fetva alınacak bir makam haline gelmiştir.
laiklik, üniversite de okuyan kızın başını kapatmasına da karışmaz.
allah ın kitabında buyurdugu bir zillete düşmüş ülkemin yargıçları, buyrulur ki, inandıgınız gibi yasamassanız, yasadıgınız gibi inanırsınız.
bizim jakoben faşistler de, sanıyorlar laiklik, dinle mücadele etmektir, kökün kazımak gerekir, be koca gafil,
laiklik, üniversiteye başörtüsü ile giden kızı, ulusalcı faşistlerin saldırısından korumaktır. kendine has laiklik olustur sonra laiklik budur de, dışardaki ülkelerde görünce şaşır aslı neymiş..
giden demokrasi ne gün döner yurduna, bu anayasa mahkemesi kuruluşu 1960 darbesi, 12 martta bi şey yapmamış, 12 eylülde kapatılmayan tek kurum, anayasa fesih edilmiş anayasa mahkemesi kapatılmamış, darbe yapıldıktan bir kaç gün sonra giymişler cübbelerini gitmişler komuta heyetini tebrige, demişler ki tebrik ederiz, bir ihtiyacınız var mı denilince, bu nazik sual karşısında binamız yetmiyor deyip bir de kara mizah eseri, kapatılan bir sendikanın binası onlara verilmiş.
giden demokrasi 27 mayıs 1960 tan beri dönmedi yurduna, abd nin iran a vurma planlarının parcası kapatma davası ile mi dönecek.
türkiye de kaos, israil fırat a kıyı topraklarımızı almadan bitmez.