bir programda kendisine sorulan saçma bir soruya müthiş bir cevap vermiş zeki insan.
- sürekli hastalanıyorsunuz, yaşlısınız, rtük baskısından da şikayetçisiniz, neden hala program yapıyorsunuz madem?
- ben çalışınca 100 aile ekmek yiyor, o yüzden.
Osmanlı cemiyetinde Müslüman görünüp de, gizli din taşıyanlar vardı. Sebebi de zannedilenin aksine baskı değildir. Üstelik 19. asırda ecnebilere istismar edebilecekleri bir fırsat vermiştir.
Gizli din taşımanın sebebi zannedilenin aksine baskı değildir. sebebi gayet açık: Menfaat. Trabzon ile Gümüşhane arasındaki Kromni (Kurumlu, Kromlu) denilen dağlık mıntıkada yaşayan bazı Rum köylüleri 1650’lerde (fetihten 2 asır sonra) maden imtiyazı alabilmek için müslüman görünüyor. Madenler o devirde stratejik ehemmiyet taşıdığı için idare imtiyazı gayrımüslimlere verilmezdi. Bunlar gizlice vaftiz oluyor, sadece birbirleriyle evleniyor, ölülerini Müslüman mezarlığına Hıristiyan usulünce defnediyor. Etrafa renk vermemek için kapalı devre yaşıyor. Her köyde zaten câmi yok. Olanları da namaza gidiyor; orucun yanısıra kendi perhizlerini de tutuyor. Papazları imamlık yapıyor. Evlerin altında gizli birer şapel var.
Zamanla madenler gözden düşüyor. Müslüman görünmenin avantajı kalmıyor. Üstelik askerlik mecburî oluyor. Şimdi “Biz Hıristiyanız!” deseler, islâmiyet dinden dönmeyi yasaklıyor, dönene de ölüm cezası getiriyor. 1828’de Ruslar mıntıkayı işgal edince fırsat ele geçiyor. Türkler bunu “Uzun sokak çamur oldi, Krumilar gavur oldi” diye alaya alıyor. Ama kendini ifşâ eden Kurumluların sevinci uzun sürmüyor. Ruslar çekilince mâlum akıbete uğramamak için Rusya’ya kaçıyorlar. huysuz virjin de bunların soyundan geliyor.
Avantaj için gizli din taşıyanları ingiltere ve Rusya farkedince, Tanzimat’tan sonraki hürriyet ortamında kendilerini ifşâ etmek üzere bunları kışkırttı. Bir yandan da Bâbıâli’ye baskı yaptı. Hükümet direndi. Neticede bunlar Rusya ve başka ülkelere hicret etti. “Biz hep Rumduk. Böylece dinden de dönmüş olmadık” diyen bazısının Ortodoksluklarına göz yumuldu. Buna cesaret edemeyen veya gereksiz gören bir kısmı da tamamen Müslümanlaştı. Kurumlu’daki gizli Hıristiyanların sayısı 19. asır ortalarında birkaç bin kişiydi.
Osmanlı Devleti’nde baskı sebebiyle dinini gizlemek diye bir şey olamaz. islâmiyet bir yer fethedildiği zaman oradaki gayrımüslimlere vatandaşlık tanınmasını emreder. istemeyenler hicret eder. insanların zorla müslüman edilmesini yasaklar. Bu, malî bakımdan da pek istenen bir şey değildir.
Yalnızca küfür ettiği için sevildiği sanılan büyük sanatçıdır. Mizah zor bir iştir ve bunun bir dengesi vardır. Seyfi bey bunu yıllardır beceriyor. Seyfi Dursunoğlu'nun ağzının bozukluğunu Recep ivedik gibi kişilerle karıştırmayın. Seyfi Dursunoğlu hayvanca küfürler etmiyor ve çoğu da mahalle ağzı. Küfürden daha çok argoya giriyor. Ben hic bir zaman Seyfi Dursunoğlu'nun ''Ananı s.kim'' ya da ''A.mına korum'' gibi seviyesiz küfürler ettiğini duymadım. Bu ancak Şahan Gökbakar gibi uyduruk komedyenlerin işidir. O daha çok mahalledeki dedikoducu bir şeyden hoşnut olmayan yaşlılar gibi konuşuyor. Cinselliği katarken de üstün körü geçiyor. Yine birtakım mizahçılar gibi tüm gösteri boyunca cinsellikten söz etmiyor. Birine cevap verirken doğrudan küfür etmiyor hazır cevaplılıkla laf sokuyor.Bu işe yılarını vermiş birine yalnızca küfür ediyor demek saygısızlıktır. Hele ki on kişinin önünde sahneye çıksa kekeleyecek kişilerin bunu demesi.
günümüz şartlarında artık abartıldığını düşündüğüm kişi.
zamanında "huysuz virjin" karakteri ile ilgi çekti. hala da sergileyeceği başka bir tipleme olmadığı için onu yapmaya çalışıyor ama artık o da yoruldu.
"büyük sanatçı" diyenler var. birine küfretmek eğer zeka dolu espri yapmaksa ve bununla büyük sanatçı olunuyorsa bu topluma her şey müstahak. aynı hareketleri bir başka ihtiyar yapsa ya başına gelmeyen kalmaz ya da "troll" muamelesi görür.
bu entry'mi okusaydı bana eminim "hahahahayyyy" gibi bir nida ile başlayıp, içinde bilimum küfrün barındırıldığı cümleler ile karşılık verirdi ve bununla bana ayar verdiğini zannederdi.