ey sahrud ey hayat veren ırmak
sen ki bir mene akmayı bitmedin
ey yarı ömrümde açan ilkbahar
sen ki bir gülümü mene dermedin..
ölümüm olur salınıp da gidişin
kirpiğin gazar kabrimi ay sahrud
ellerin diker ellerin son söküğüm
susuşum olursun susarım da ay şahrud..
kederim şahrud hederim şahrud doymadan sene giderim şahrud..
ey dağa taşa ses veren ya şahrud bir men miyim yadlara düşmeyen can
hani sendin aşklara nefes şahrud men değil sen ol odlara düşmeyen can
avuç avuç bakışlarınla ya şahrud..
kapanır ömrüm üzeri kapanır
gözlerin gömer sesimi nefesimi
susuşum olursun susarım da ay şahrud..
_aK Ve giT yüRek suYum aK Ve giT..
iSteR deRin suLar giBi dinGin,iSteR deLi suLarca öZ kuYusunu kaZıP..
bıRak iÇimdeki yaTağın kuRusun,
bıRak haSretinLe yüReğim kavRuLsun
saBah göZünü aÇmadan güNe,gözLerin deĞmeden yüReğime..
giT teRket..!
gitmek her akarsuyun yazgisidir..._
hasan sabbah için yakılan ağıt. daha ne güzel ağıtlar, türküler vardır ömer hayyamın ve öldürttüğü nizam ül mülk ün arkadaşı için. seyduna türküleri gibi bir de albüm vardır hatta. fedailerin kalesi alamut adına ağıt yakılan için bir rus tarafından yazılmış destansı bir hikayedir.