seyahatte unutulan insan psikolojisi

entry1 galeri0
    1.
  1. olm açıklayamadım lan tam, şöyle birşey: seyahette mola yerinde unutulan yolcu psikolojisi! süper oldu lan ama üşendim bunu başlık yapmaya. okumaya devam et belanı sikertirim.

    yakın zamanda yaşadığım olaydan hareketle hafiften blog tadını yakalasak da tanımlamaya çalışıcam bu ruh halini. uzun bi yazı, fazlasıyla da kişisel. alternatifler: (bkz: bilmem napan türbanlı), (bkz: bilmem ne kürt), (bkz: bilmem nasıl ateist)...

    8 senedir ankaradayım, ilk defa böyle bişi yaşadım. ulan izmire bilet yok! 40 firma gezim(abartmıyorum lan vallahi) bilet yok izmire. ee napıcaz? bi ara dedim hacı biz bugün sabahlarız yarın da aynen yardırmaca. sonra dedim manyak mısın aq, bi git evinde yat. eve döndüm söve söve.

    ertesi sabaha aldık bileti. ulan o diil de boşu boşuna aştiye gittim geldim, teee aq! ne diyürdum aldık bileti, otobüsü analiz ediyorum. bak bu önemlidir.

    otobüsler insanlar gibidir, mutlaka bi önyargın olur yolculara dair. sadece bak biraz etrafa. ben gözleme geçtim ki yolculuğun seyrini tespit edelim. çocuklu 4 aile vardı.

    1. ailenin çocuğu 8 yaşında falandı ve dolayısıyla şımarıklığı sevimliliğiyle tölare edilemeyecek kadar çocuk irisiydi. o yüzden bu çocuk başbelası olamazdı, olduğu noktada yer tokatı susardı; yanılmadım efendi gibi gitti yolculuk boyunca, bu çocuk.

    2. ailenin çocuğu konusunda kuşkularım vardı. favori sessiz çocuk, plase yaramaz çocuk, süprüüüz psikopat kişilikti. bu çocuk da efendi çıktı allahtan.

    ama diğer iki ailenin çocuları... onlar var ya onlar... onların ben var ya... neyse hepitopu çocuktu bunlar ve büyüdüklerinde kirlenen bi dünyaya şahit olacaklardı. ama kardeşim biz de insanevladıyız ve bizim de sabrımız var. çocuklar resmen tecavüz etti bana. belamızı sktiler lan! illallah dedim olm.

    şöyle düşün! bi erkek baba olmaktan ne zaman vazgeçer? muhtemelen başarısız bi ilişkinin ardından. ama bende böyle bişi yok. ben bu çocukları gördükten sonra baba olmaktan vazgeçtim lan. hatta bu tip bi kız çocuğu büyümüş de insan içinde dolaşıyordur deyu ben kızlardan da soğudum.

    ben bu otobüs yolculuğunda erkek olmaktan vazgeçtim abicim daha ne diyim.

    neyse konuya giriyorum.. afyonda mola verdik. yemekti, cuğaraydı, pişmaniyeydi kaymaktı bitirdik molayı oturduk 11 nolu koltuğumuza.. sonra hareket vakti geldi.. yola çıktık, kavşağa gelirken herifin biri belli belirsiz hareketler yapmaya başladı otobüse doğru. ulan dedim "eleman yanıyo mu acaba?". hani sıcağı falan kastetmiyorum baya baya yanarak can verecek gibi tavırları vardı. sonra birden hafiften seslice dedim ki:"yolcu mu kaldı acaba?" sonra otobüste biraz fısıldaşmalar oldu, tam anlayamadım. muhtemelen iki şekilde olabilir:

    1) ulan herife bak baya baya kafayı yemiş. yolcu kaldı falan deyu çırpınıyo kendi kendine, şizo mudur nedir? vah vaaahh çok da yakışıklı, tatlı, karizmatik, zeki, tatlı, muhteşem, göz alıcı, seksi bi gülüşe sahip bi çocukmuş!(tamam lan son kısmı ben sıktım)

    2) aaa hanım bak yolcu kalmış, yazık ya, bak baak kaç numaradaydı acaba?

    bu iki ihtimalden biri dillendiriledururken yolcular arasında biz yol almaya devam ettik. neden sonra(ulan bundan nefret ediyorum:neden sonra) şoförün telefonu çaldı. şoförde de bi afralar tafralar, havalar.. sanki bana mına koyim cia ajanı da ıraka teçhisatsız girmesi isteniyor.

    anladığınız üzere yolcu kalmıştı tesiste. geri döndük. zaten sıcak, herkes başladı söylenmeye..

    tesislere döndüğümüzde orta yaşlı bi kadın otobüse doğru telaşla koşturuyordu.

    ne diyim ben de kızmıştım ama o kadının o halini görünce sinirim geçti, merhamete bıraktı yerini. arakasında kocası olduğunu tahmin ettiğim bi amca.

    otobüse bindiler soluk soluğa. 1-2 saniyeliğine sessizlik oldu. sonra otobüsü kaçıran teyze konuşmaya başladı: "niye bizi beklemediniz o kadar hareket yaptık arkanızdan" falan filan. kadının bunu demesiyle bi kaç aklı evvel yolcu bunlara yüklendi, neden zamanında binmiyosunuz hesabı. kadınla adam cevap vermeye çalıştı ama olmadı tabi. sonra şoför aldı sazı eline: "yok efendim neden zamanında binmiyosunuz, ben geri dönmek zorunda mıyım? bu insanların vakti" bik bik bik.

    tabe ben bi gece önceden de seyehat camiasına kinlendiğim üçün, bunun yanında genel olarak cins ve ketum bi adam olduğumdan ötürü durunamadım ve şoföre yapıştırdım cevabı: "kaptan siz moladan sonra sayı almadan mı yola çıkıyorsunuz?"

    anam anaaam ben bunu söyledim ama söyledikten sonra jeton düştü. ben baya baya laf sokmuştum şoföre.

    otobüs kaptanı ki, o topluluğun en karizmatik, en cool, en havalı ve otoriter adamıdır. ve ben bu adama herkesin içinde giydirdim. ulan senin neyine yarraaam dimi? efendi gibi yolculuğunu tamamla zaten herkes konuşur iki dakka sonra unutulur demi? ama yok rahat batıyo bana. tabe ben akabinde tutuştum, türlü türlü pişmalık var yürekte, hadi daha dürüst olalım hafif de bi korku. hafif lan!

    ben bunu dedikten sonra kısa süreli bi sessizlik oldu. hemen ardından muavin, "ben saydım aslında ama herkes yer değiştirdiğinden tam alamadım sayıyı" falan diye. şoför cevap vermedi, yolculardan da tık yoktu.

    konu kapanmıştı ama ben paranoyak yapımla kuruyordum kafamda. "ulan ben lafı soktum ya bunlara, kesin ineceğim yerde durmayacaklar, unuttuk birader niye haber vermiyosun" falan diyecekler diye düşünüyorum. buna paralel olarak "ben ne yapabilirim" hesabı strateji geliştiriyorum kafamda.

    son olarak vardığım kararsa tamamen mağara adamı tandansı yakalamamdı. bunlar durmazsa ses çıkarmıyacam, muavin zaten tıfıl kafayı gömerim, bagaja bakan eleman sürpriz olur ama kaptanın maşallahı var, beni havada karada sikertir. ama tabe ilk defa da dayak yemiyoruz; üstüne bir de yolcu ahalisinde kolpadan bi havamız olmuş bozuntuya da vermiyoruz.

    tabe biz yine de garantiye aldık, bizim elemanlara mesajı kaydık çağrı yaparsam şuraya gelin hesabı. otobüsü durdurucam sözde, ben bi ikisini indirirm diğeri de beni iyiden iyiye insanlıktan çıkarmadan, tabiri caizse tabiatı sikmeden hatta daha bi net ifadeyle ırkımı sikmeden bizimkiler yetişecek! plan bu.

    neyse geldik memlekete, adamlar hiç bişi demeden durdular. inerken kaptan "geçmiş olsun1 dedi, "size de" diye yanıtladım.. ama nasıl bi kibarlık bendeki, nasıl bi efendilik. ulan yarraam az önce kavgadan kavgaya koşuyodun kafanda? "okumasaydık mafya olurduk hacı" diye triplere bağlamıştın. hey yavrum heey!

    seyahatte unutulan yolcular uğruna ne canlar veriliyor, onlar bizim göz bebeklerimiz. hımsff hımssf..
    27 ...
© 2025 uludağ sözlük