sanal dünyanın yeni versiyonlarını yarattığı bir hastalık. nereye gittiğiniz, ne yaptığınız kimseyi ilgilendirmiyor olabilir. olsun. siz yine de internete ilan verin arkadaşım. feysbukunuz mu var, hemen yazın: "bodrum'a gidiyoooz". msn'de çoktandır konuşmadığınız kontaktlarınız mutlaka görmeli: "bu yaz ispanya'dayem". olmadı mı? o zaman twitter'ınızdan gelsin: "tayland-singapur çok güseldir".
-merhaba dünyalı, ben var ya, seyahate çıkabiliyorum.
-aferin.
-pasaport, vize, pasaport, vize, uçak bileti. bavul hazırlamaktan helak olmak var ben. nası değler? pasaporto el turko.
-he he.
-uçak bileti dedim bak binebiliyorum uçağa bile.
-ehehe
-taea jamaika'ya kayacam bu yaz.
-ee dünya küçüldü tabi.
-hiç etkilenmedin mi? ne büyük seyyah demedin mi?
-demedim. görgüsüzsün diyebilirim ama onu bile demeyeceğim.
-böhüeh niyeö?
hepimiz fotoğraf çekerken bunları arkadaşlarımıza göstermeyi düşünürüz. çok doğal. ama o arada eğleniriz, hayatımıza da bakarız. oysa sosyal netsetter diye tabir edilen bir kitle var ki öyle değildir. bu kitlenin temel motivasyonu internet sitelerine sürekli koydukları egzotik fotoğraflarla tanıdıklarını kıskandırmaya çalışmaktır. lastminute.com'daki bir araştırmaya göre, 1000 kişilik gruptan %38'i kendisini sosyal netsetter diye tabir etmiştir. bu netsetterlar ömürlerini tayland'da bir internet kafeden facebook profillerine fotoğraf yüklemekle ve twitter'da ne kadar eğlendiklerini yazmakla geçirirler. seyahat elbette ki çok güzel ve geliştirici bir şeydir. ama bir teşhir unsuru değil, paylaşmadır. tatile gittiğinde arkada kalan çevresinin ne düşündüğünü, tatile gittiği yerin tadını çıkarmaktan daha çok düşünen biri sağlıklı olamaz.
seyahate çıkamayanlara nispet badında yapılan iştir.ki bilmemektedirler seyahat edemeyen zaatların derin bir iç çektikten sonra görmemişe bak gittiği yerde biyer olsa dediğini.
genellikle gerçek hayattan kopup sanal alemde yaşamaya başlayan insanların yapmış olduğu eylemdir. iletilerinde sıkça '... yolcusu kalmasın' gibi yazılar görebilrisiniz. bunların daha da beteri vardır efendim, her gittikleri yeri iletilerine yazan versiyonları da mevcuttur piyasada.'çişe gittim dönücem','bıcı bıcı zamanı' yazanı bile görülmüştür. allah akıl fikir versin ben ne diyeyim
bizler yaşadığı yeri ömür boyu terketmeyen bütün dünyası çıplak gözle gördüğü ufuk çizgisi ile sınırlı bir neslin torunlarıyız. iletişimin görenlerin anlattıkları ile sınırlı olduğu dünyanın sihirli bir sözü vardır.'yediğin içtiğin senin olsun, neler gördün anlat bakalım.' işte zamanla her şey değişmiş ama farklı yerlere yapılan açılımları teşhir etme isteği miras olarak nesilden nesile geçmiştir.