kim ne derse desin bu dizi büyük bir kitleye hitap etmiş ekran efsanelerinden biridir. hatta külttür.
evet biraz abartılı olabilir, gerçek dışıymış gibi görünebilir ama genel anlamda bakarsak bu 4 farklı arkadaşın kişilikleri doğrultusunda yaşadıkları şeyler, ilişkiler, sorunlar kadın-erkek ilişkilerini, çelişkileri, çıkmazları biraz alaycı, biraz duygusal, ama net bir şekilde özetliyor.
özellikle samantha jones karakterinin diziye kattığı o çiğ seksapel ile sıradan hatun dizisi olmaktan kurtulmuş 1998-2004 yapımı dizi. her ne kadar Carrie'nin mr. big ile olan on-again-off-again ilişkisi bir süre sonra su koy verse bile kendini izlettirmeyi başaran nadir dizilerden biridir kendileri.
dipnot geçeyim: sarah jessica parker'ın o lanet olası koca elleriyle sigara içtiğini gördükçe kadın olduğundan şüphelenmiyoda değildim hani. bir kadının elleri bu kadar mı çirkin olur ve bir sigara bi kadına bu kadar mı yakışmaz arkadaş.
filmleştirilmeye çalışılmış dizilerden biri. 6 sezonun mükemmelliğinin yanında filmleri tamamiyle sönük kalmıştır. film yapılarak kirlenmemiş haliyle izlenmesi şiddetle tavsiye edilir.
kıyafetler ve ayakkabıların modası geçtiğinden artık ilgi çekmedikleri için gerçekten konuya odaklanarak izlendiğinde, aslında ilişkiler ve hayat üzerine mükemmel saptama ve analizler içerdiğini farkedilen dizi.
Dizisi de filmi de o kadar itici ki. Kadınlar itici, hepsi -bir kadın ya da bir kaç kadın için bu söylenmemeli ama- ama hepsi birbirinden çirkin dört tane kadın. Tamam, tutan bir sürü dizi var, düşünürsün anlamaya çalışırsın neden tutuyor diye, anlarsın ama gerçekten ben bu kadar itici dört kadını bir arada görmedim. Tabi ki bu yapımların kendince bir güzelliği var ama nedense öyle bir kusasım geldi ki. Tüm uludagsozluk ailesinden özür diliyorum. Moderatörler, siz de silmeyin lan otu boku. Sinirimi kustum işte. Okey. Aynen devam.
6 sezonunu ayrı ayrı sevdiğim ve tekrar tekrar izlediğim dizi. filmleri de fena değildir. hatta 2.filmini ben çok beğendim. müslüman ülkelere olan eleştiri müslümanlığa değildi. insan haklarının çiğnenmesinden bahsediyorlardı ve çok güzel bir noktaya değindiler. diziyi izleyen çoğu kişinin favori karakteri samantha'dır zaten öyle de olmalıdır. (bkz: samantha jones)
2. filmde samantha' nın bir dünya arap adamın ortasında çantasından fırlayan paket paket kondomun üstüne 'i haavee seeexs' diye bağırması beni kırmış geçirmiştir. dizi ayrıyetten müthiştir.
tüm sezonlarını, her bölümünü defalarca izlediğim dizi. carrie'nin dengesizlikleri ve mr. big'e olan aşkı, samantha'nın sevişkenliği, miranda'nın mantıklı davranmaya çalışırkenki mantıksızlıkları *, charlotte'un aşkı bulma ve evlilik hayalleriyle sanki hepsi benim arkadaşım. basit bir dizi olarak görünse de ilişkiler hakkında bilgilendirici ve gözümüzü açmamızı sağlayan bir dizi. yaşımız, konumumuz ne olursa olsun hepimizin hikayesi. çok seviyorum ben bu kadınları.
ben bu dizinin filmlerini diziyi izlemeden izleyenlere gıcık oluyorum.* hele hele ' harika bi film, kıyafetler müthiş' diyenlere daha da gıcık oluyorum. iki film de daha çok gişe filmleri ve dizinin kalitesinin yarısına sahip değiller, dizinin manası benim için çok daha derin. bi' zahmet edip de önce diziyi izleyin, gözünüzü seveyim.
(bkz: bir dizinin filminin çekilmesinden nefret etmek)
sex and the city kitabının esin kaynağıdır bu dizi... kitabın yazarı candace bushnell olan bayan kendinin ve 3 arkadaşının başından geçen olayları yazmaktadır kitaba zaten dizideki carrie'nin gerçek hayatta candace olduğu düşünülmektedir...
ayrıca çok çok zevkli ve güzel bi dizidir... 1. ve 2. filmi çıkmıştır fakat 3. filmi çevrilmeyecektir çünkü herşeyi tadında bırakmak istiyolarmış şahsen ben üzüldüm....
sex and the city kitabının esin kaynağıdır bu dizi... kitabın yazarı candace bushnell olan bayan kendinin ve 3 arkadaşının başından geçen olayları yazmaktadır kitaba zaten dizideki carrie'nin gerçek hayatta candace olduğu düşünülmektedir...
ayrıca çok çok zevkli ve güzel bi dizidir... 1. ve 2. filmi çıkmıştır fakat 3. filmi çevrilmeyecektir çünkü herşeyi tadında bırakmak istiyolarmış şahsen ben üzüldüm....
maybe our mistakes are what make our fate.
without them, what would shape our lives?
perhaps, if we never veered off course… we wouldn’t fall in love, or have babies, or be who we are.
after all, seasons change.
so do cities.
people come into your life and people go.
but it’s comforting to know the ones you love are always in your heart…and, if you’re very lucky…a plane ride away.
çoğu kişi tarafından 'sadece dört kadının erkeklerle yatıp kalkması konulu bir dizi' olarak tabir edilse de, şu bir gerçektir ki televizyon tarihinin gelmiş geçmiş en kaliteli ve en iyi dizilerinden biridir.
türkçe çevirmesini yapan kişinin hiç başarılı olmadığını düşündüğüm film.
filmin bir sahnesinde 3 kadın kendi aralarında konuşuyor ve birisi '' eğer onu bir daha görürsem ona ne diyeceğim biliyormusunuz ! '' diyor. başka bi kadın '' Ne diyeceksin ? '' diye soruyor. diğer kadın '' Doğduğun güne lanet olsun ! '' diyor. bu kopmamı sağlayan sözdü. ama dahası da var. diğer kadınlar bu lafı öyle seviyorlarki şaşkınlık ve helal olsun şeklinde kafalarını sallıyorlar. çevirmenin bukadarı.
(bkz: git işine)
