çoğunluğu kemalist kesimdir. nedeni ise illâ osmanlı'yı kötülemek için bahaneler üretmek. sevr bir projedir, antlaşma değildir. hatta nutuk'un 728'inci sayfasında m. kemal atatürk şöyle diyor:
efendiler! mondros mütârekesinden sonra türkiyeye muhasım devletler tarafından dört defa sulh şeraiti teklif edilmiştir. bunların birinicisi sevr projesidir. bu proje hiçbir müzakerenin mahsûlü olmayıp düvel-i itilafiye tarafından yunan başvekil mösyö venizelosun da iştirakiyle tanzim ve vahidettinin hükümeti*** tarafından 10 ağustos 1920 de imza edilmiştir. bu proje tbmmnce bir zemin-i münakaşa bile addedilmemiştir.
***dikkat edilirse m. kemal atatürk, bu metni daima proje diye isimlendirmekte ve projenin imzalanışını vahideddinin hükümeti tarafından demek suretiyle vahidüddin hana değil, hükümete izafe etmektedir. doğrusu, o hükümetin murahhasları (delegeleri) tarafından olacak.
ayrıca padişah da böyle bir antlaşma imzalamamıştır. 10 Ağustos 1920'de Osmanlı hükümetinin delegeleri, Pariste yapılan baskılara dayanamayarak zaman kazanmak amacıyla Sevri imzalamıştır, ancak bu, meclis tarafından onaylanmadıkça hiçbir anlam ifade etmiyordu. Onun için Itilaf Devletleri bu anlaşmayı hem kendi meclislerinde hem de Osmanlı meclisinde onaylatmak zorundaydı. Halbuki bunların ikisi de olmayacaktı. Çünkü her şeyden evvel o günkü Osmanlı Anayasasının 7'inci maddesi barışla ilgili anlaşmanın mecliste onaylanmasını öngörüyordu; ama ortada meclis yoktu.
mustafa kemal'in her yaptığına kayıtsız şartsız amenna demeye şartlanmış robotlardır,
"yurdun demirağlarla örülü varsayıldığı marşlar"la büyütülmüşler ve ümmete ihanet eden hainin türbesini aşındırmaktan da utanmazlar, türbelere de karşıdırlar ayrıca.