ulusal kurtuluş mücadelesi ve lozan'ın imzalanması üzerine geçerliliğini yitiren antlaşmadır.
antlaşmayı imzalayan osmanlı heyeti de kendi kendine gelin güvey olmuşlardır eminim. " dünü unutalım istersen olmaz mı? ikimiz de alkollüydük. hiç yaşanmamış varsayalım olanları. kendi kendine gelin güvey olma lütfen."
sadece projedir, yani avrupalıların kendi başlarına gelin güvey olmaları. lakin mondoros ve lozan kapı gibi antlaşmadır, kemalistlere atatürk'ün mondorostan sonra rauf orbay'a attığı imza için gönderdiği tebrik telgrafını sorgulamalarını tavsiye ederim. ayrıca musulu lozanda kaybedilmesi ve musul sorununun bugünki kürt sorununu nasıl tetiklediği de dikkata şayan bir meseledir....
birinci dünya savaşı'nın ardından osmanlı devletiyle imzalanan ve bu devletin siyasal hükmünü icraat olanaklarını kısıtlayarak ortadan kaldırmaya yönelik, şahsi bir kazanç uzlaşmasıdır. Yani, millet adına büyük bir kayıptır.
yalnızca iç anadolunun türklere bırakıldığı -ezbere- söylenen ; aslında türkün anadoludan kovulduğu ve ne iç anadolusu , hiç bir zerre toprak verilmediği anlaşmadır.
orijinal adı ise sevres tir.
1815 hasta adam osmanlıyı paylaşma politikasının kağıda dökülmüş ve ramak kala uygulanmak üzere olduğu antlaşmadır da aynı zamanda.
Nutuk'un 728'inci sayfasında M. Kemal Atatürk şöyle diyor:
Efendiler! Mondros Mütârekesinden sonra Türkiyeye muhasım devletler tarafından dört defa sulh şeraiti teklif edilmiştir. Bunların birinicisi Sevr Projesidir. Bu proje hiçbir müzakerenin mahsûlü olmayıp Düvel-i Itilafiye tarafından Yunan Başvekil Mösyö Venizelosun da iştirakiyle tanzim ve Vahidettinin hükümeti*** tarafından 10 Ağustos 1920 de imza edilmiştir. Bu proje TBMMnce bir zemin-i münakaşa bile addedilmemiştir.
***Dikkat edilirse M. Kemal Atatürk, bu metni daima proje diye isimlendirmekte ve projenin imzalanışını Vahideddinin Hükümeti tarafından demek suretiyle Vahidüddin Hana değil, hükümete izafe etmektedir. Doğrusu, o hükümetin murahhasları (delegeleri) tarafından olacak.
günümüzde tekrar gerçekleştirilmek istenen antlaşma. acı ama gerçek şuan başbakan bu planı uyguluyor gavur izmir sözü ile başlattı, istanbul'a sözde marmaray projesi ile denetim avrupaya sağlandı birde dün kürdistan diyerek kesinliğe ulaştırdı. adım adım devam ediyor bizde sessiz kalarak izlemeye bunları demesine, bizleri ezmesine izin veriyoruz. daha ne kadar devam edecek bu durum, ülke tamamen parçalara ayırdığı zaman kim ne menfaat kazanacak. her şey inanınki çok garip çıplak taksim eylemcisinin dediği gibi bunlar "kutsal kitabımız kuranı kerimi ne tarafları ile okuyor"
kurtuluş savaşı'nda bu antlaşmaya karşı binlerce şehit vererek, gazi olarak kurtardık vatanın bölünmez bütünlüğünü. sonra yıllarca güneydoğu'da çarpıştı mehmetçik'imiz "vatanın bir karış toprağı bile kutsaldır" diyerek. şimdi bazı ihanet odakları sessiz sedasız uygulamaya çalışıyorlar; bir yandan türk gençliği'ni 'kızlı-erkekli ev' mevzularıyla meşgul ediyorlar (ayaklanmasınlar diye) diğer yandan diyarbakır'da bölücülerle masaya oturuyorlar.
tüm bunlara karşın türk milleti elbet birgün hesap soracaktır. tüm islamcılar, kürtçüler, işbirlikçiler birleşmiş, düşmanın çok türk milleti. uyanık ol!
ecdadadımızda, ecdadımız diye götünü yırtan, onun bunun torunuyuz diye ortalıkta yırtınan, osmanlıyı son dönemlerinde hala fatih sultan mehmet, kanuni sultan süleyman ve yavuz sultan selim'in koalisyonla yönettiğini zanneden zekilerin, lozan antlaşmasına bok atarken, koskoca osmanlı padişahının imzaladığını kabul etmediği anlaşmadır.
senin yüce(!) padişahının kurduğu istanbul meclisi bu anlaşmayı kabul etmiş ve sizin osmanlıya ihanet etti dediğiniz mustafa kemal ve arkadaşlarının bulunduğu ankara meclisi antlaşmayı kabul etmeyip savaşa başlamasaydı senin yüce ecdadının bizlere bıraktığı toprak parçası bugün şu olacaktı; http://tr.wikipedia.org/w...etimestamp=20090810082811
şu rezilliğin altına imza atanlar vatasever, ama padişah bozunutusu bir adamın sözüne itibar etmeyip milli mücadeleyi başlatan adam mason ajanı öyle mi ?
olmayan kafanızı sikisinler sizin şakirt grupları..
sevr sadece bugünkü topraklarımıza karşı yapılmadı o zamanki osmanlı coğrafyasına karşı uygulandı.
yani bunun içinde lübnan' ı, suriye' si, ırak' ı, arabistan' ı, bulgaristan' ı, yunanistan' ı vs. vardı. bu şekilde daha uzar gider.
emperyalistler buraları kendilerine göre şekillendirirken anadolu' yu meşgul etmek için oralarda beklediler ve başarılıda oldular.
sevr dendiği zaman sanki sadece bu toprakların algılanması yanlıştır. dediğim gibi bu antlaşma o dönemin osmanlı coğrafyası içindir ve başarılıda olmuştur.
yani " düşmana gününü gösterdik, hepsini denize döktük, bütün topraklarımız bizde kaldı" derken bir daha düşünmemiz gerekir.
Türk devletler tarihininde, ki bu aşağı yukarı 5000 yıllık bir tarih, kültür ve deneyimin üzerine kurulmuş yirmiye yakın devletlerin tarihidir, gördüğü en aşağılayıcı ve teslimiyetçi antlaşmadır. Bu antlaşma imzalandığında türk devletlerinin yok olma noktasına geldiği güne ulaşılmış oldu. bugün adım adım yine o güne doğru ilerliyoruz ancak bu sefer bizi nasıl bir savaşın beklediğini dahi bilmiyoruz. O kara güne varmadan, savaşmak zorunda kalmadan kendimizi toparlayıp, doğuştan kanımızda sahip olduğumuz cesareti ateşleyip akıl ve kalem ile devrimlerimizi sürdürerek tüm dünya'ya kıyamete kadar ayakta kalacağımızı ispat etmek zorundayız. ihtiyacımız olan şey bu antlaşmaya imza atarak tüm bir milletin geleceğini masa başında satanlar değil, savaş alanlarında şehit düşen 12 yaşında çocuklar değil sadece ve sadece kalemleriyle savaşarak masa başında ölecek genç, bilinçli ve özgür nesiller yetiştirmek.
100 yıl sonra uygulama konulan anlaşma o zaman güneydoğu bölgesini ingilizler alacaktı şimdi amerikalılar alıyor. bizim insanlar da hurr durr din hurr durr peygamber yapıyor.