Osmanlı'nın çok küçük, aciz bir devlet gibi yaptığı antlaşmadır, (bkz: mondros ateşkes antlaşması) ile halkını ve gücünü tamamen itilaf devletlerin eline veren süper güç osmanlı, bu anlaşma ile tamamen dağılmıştır.
Evet antlaşmadan sonra ki harita budur, yok Atatürk Osmanlıyı 40 parçaya 60 parçaya böldü diyen asalak, zır cahil, aptal, zihniyetsiz, gerizekalı insanların bu haritaya iyi bakmasını istiyorum. Osmanlı zaten bölünmüştü. Fakat Eleştirip yerden yere vurduğunzu Atatürk bu antlaşmanın sayılmamasını sağladı, şuan Türkiye varsa eleştirip yerden yere vurmaya çalıştığınız o büyük adam sayesindedir.
Ayrıca Bazı maddeleri ; (Bakın nasıl bölünmüş 60 parçaya osmanlı.)
Sınırlar (madde 27-36): Edirne ve Kırklareli dahil olmak üzere Trakya'nın büyük bölümü Yunanistan'a; Ceyhan, Antep, Urfa, Mardin ve Cizre kent merkezleri Suriye'ye (Fransız Mandası); Musul vilayeti en kuzeydeki kazası imadiye dahil tamamen El Cezire'ye (Birleşik Krallık Mezopotamya Mandası, sonradan Irak) istanbul Osmanlı Devleti'nin başkenti olarak kalacak;[9]
Boğazlar (madde 37-61): istanbul ve Çanakkale Boğazları ile Marmara Denizi silahtan arındırılacak, savaş ve barış zamanında bütün devletlerin gemilerine açık olacak; Boğazlar'da deniz trafiği on ülkeden oluşan uluslararası bir komisyon tarafından yönetilecek; komisyon gerekli gördüğü zaman Müttefik Devletler'in donanmalarını yardıma çağırabilecek;
Kürt Bölgesi (madde 62-64): ingiliz, Fransız ve italyan temsilcilerinden oluşan bir komisyon Fırat'ın doğusundaki Kürt vilayetlerinde bir yerel yönetim düzeni kuracak; bir yıl sonra Kürtler dilerse Milletler Cemiyeti'ne bağımsızlık için başvurabilecek
izmir (madde 65-83): Yaklaşık olarak bugünkü izmir ili ile sınırlı alanda Osmanlı imparatorluğu egemenlik haklarının kullanımını beş yıl süre ile Yunanistan'a bırakacak; bu sürenin sonunda bölgenin Osmanlı veya Yunanistan'a katılması için plebisit yapılacak;
Ermenistan (madde 88-93): Osmanlı, Ermenistan Cumhuriyeti'ni tanıyacak; Türk-Ermeni sınırını hakem sıfatıyla ABD Başkanı belirleyecek (ABD Başkanı Wilson 22 Kasım 1920'de verdiği kararla Trabzon, Erzurum, Van ve Bitlis illerini Ermenistan'a verdi.)
Arap ülkeleri ve Adalar (madde 94-122): Osmanlı savaşta veya daha önce kaybettiği Arap ülkeleri, Kıbrıs ve Ege Adaları üzerinde hiçbir hak iddia etmeyecek;
Azınlık Hakları (madde 140-151): Osmanlı din ve dil ayrımı gözetmeksizin tüm vatandaşlarına eşit haklar verecek, tehcir edilen gayrimüslimlerin malları iade edilecek, azınlıklar her seviyede okul ve dini kurumlar kurmakta serbest olacak, Osmanlı'nın bu konulardaki uygulamaları gerekirse Müttefik Devletler tarafından denetlenecek;
Askeri Konular (madde 152-207): Osmanlı imparatorluğu'nun askeri kuvveti, 35.000'i jandarma, 15.000'i özel birlik, 700'ü padişahın yanındaki güvenlik birliği olmak üzere 50.700 kişiyle sınırlı olacak ve ağır silahları bulunmayacaktı.[1][10] Türk donanması tasfiye edilecek, Marmara Bölgesi'nde askeri tesis bulunduramayacak, askerlik gönüllü ve paralı olacak, azınlıklar orduya katılabilecek, ordu ve jandarma Müttefik Kontrol Komisyonu tarafından denetlenecek;
Savaş Suçları (madde 226-230): Savaş döneminde katliam ve tehcir suçları işlemekle suçlananlar yargılanacak;
Borçlar ve Savaş Tazminatı (madde 231-260): Osmanlı imparatorluğu'nun mali durumundan ötürü savaş tazminatı istenmeyecek, Türkiye'nin Almanya ve müttefiklerine olan borçları silinecek; ancak Türk maliyesi müttefiklerarası mali komisyonun denetimine alınacak;
Kapitülasyonlar (madde 260-268): Osmanlı'nın 1914'te tek taraflı olarak feshettiği kapitülasyonlar müttefik devletler vatandaşları lehine yeniden kurulacak;
Ticaret ve Özel Hukuk (madde 269-414): Türk hukuku ve idari düzeni hemen her alanda Müttefikler tarafından belirlenen kurallara uygun hale getirilecek; sivil deniz ve demiryolu trafiği Müttefik devletler arasında yapılan işbölümü çerçevesinde yönetilecek; iş ve işçi hakları düzenlenecek hükümlerini içeren bir antlaşmadır.
avrupa'nın çorum, yozgat falan işe yaramaz ne kadar yer varsa bize bırakıp iş gören, manzaralı yerleri kapatmaya çalıştığı antlaşma metni. şu haritaya baksana bi allasen ya. ben bu metni imzalasam padişahlıktan istifa eder muhtarlığımı ilan ederdim.
sevr antlaşması diye bir şey yoktur. ingilizler, fransızlar bile imzalamadı. sevr bir projeydi. ingiliz kaynaklarında dahi bu kabul edilemez denmiştir. sadece yunanlılar bunu istemişlerdir.
vahidettin bu projeyi hiç bir zaman imzalamadı belgesi de yok. atatürk de nutukta sevr projesi der. bizim bazı aklıevveller atatürk'ten daha iyi biliyor gibi..
aklı evvellerin iki de bir öne sürdükleri projedir aynı zamanda. kaynaklarda ne geçiyor ise onu söylüyoruz halbuki. kulaktan dolma bilgiler ile değil gerçek tarihte neler yaşanmış onu öğrenin de gelin. şu videoda bardakçı da anlatmaya çalışmış bir ön fikir kabilinden..
tabi la manyak mısın italyanı ingilizi yunanı çiçek toplamaya geldi zaten anadoluya kurtuluş savaşı da olmadı değil mi atatürk'ü karalamaya çalışırken komik duruma düşüyorsunuz .
haliyle bizzat padişah tarafından imzalanmayan metin. hangi anlaşmayı, ateşkesi vs bizzat padişah veya devlet başkanı imzalıyor ki acep? osmanlı tarafından imza koyan 3 temsilci bellidir ve sonradan bu sebepten yüzellilikler listesine girmişlerdir (#26640335). ha uygulanamamıştır (neyse ki) o ayrı konu, ama ortada adeta böyle bir metin bile yokmuş, hepsi masalmış gibi bir tür farklı resmi tarih oluşturmaya kalkışmak ta abestir yani.
i. dünya savaşı kaybedilmiş, osmanlı dağılmış, sıra türkiye'deki toprakları paylaşmaya gelmiş ama sevr yokmuş.
eğer milli mücadele aynı organizasyonda yapılmasa sevr haritasındaki toprakları bile rüyamızda görürdük. en yakın örnekleri sınırlarda yaşanıyor. muhalifler, ışid, kürtler ya da suriye yönetimi, hangisi kazanan? ırak halkı ne kadar önüne geçebildi parçalanmanın? bölgesel direniş, gerilla savaşıyla bir düzine orduyla nasıl başa çıkardık?
lan yalancılar, anlaşmaya imza atanları görevlendiren osmanlı hükümeti değil mi? anlaşmanın maddeleri netleştikten sonra hükümet onayıyla imza atmadılar mı? hükümet imza için onayı padişahtan almadı mı?
ya vahdettin'in "benden onay almadınız" diye hükümeti lağv etmesi gibi bir durum var mı? yok!..
tek dayanakları "mebusan meclisi ve padişah resmen onaylamadı"!.. ha gülüm!.. bu sadece teknik bir ayrıntıdır. itilaf devletleri mebusan meclisini dağıttıkları için meclisin resmen onaylaması ve haliyle meclis onayından sonra padişahın resmen onaylaması zaten imkansızdı.
Osmanlı Devleti'nin fiilen sona erdiğinin kanıtıdır. Türkiye Cumhuriyeti için ise olmayan bir anlaşma çünkü bu konuda açıkça karşı taraf olunmuş, ve TBMM bu konu ilgili hiçbir taahhüt ve istişarede bulunmamıştır.
ölü doğan antlaşmadır. bu tabiri bulan tarihçi kim ise gerçekten tebrik ederim. bi antlaşma nasıl ölü doğar arkadaş? bu antlaşmayı sorumlu taraflar imzalamıştır fakat daha sonrasında uygulanamamıştır yada şöyle diyelim;
mondros ile zaten bunlar kısmi de olsa sevr'i uyguladılar fakat sevr'i uygulayamadılar ve bu yüzden antlaşma imzalanmasına rağmen öldü. yani doğdu ve öldü ölü doğmadı.
Vay arkadaş adama olu dogmak ne demek anlatiyoruz. Yani antlasma yapildi ama antlasmanin gecerliligi yoktu demek. Yani bir bebek dogdu ama dogarken oluydu demek. Yani o anda mebusan meclisi olmadigindan, imzalanan metni onayindan gecirecek bir secilmis hukumet olmadigindan (osmanli heyeti gidiyor antlasma yapmaya) butlan olmasi durumu demek, daha acik ifadeyle gecerli olmasinin mumkun olmadigi durum demek.