--spoiler--
Ercan Saatçi'nin son klibini izlediniz mi? "Biz Burdayız" şarkısı klipleştirilirken Türkiye bir sirke benzetilmiş. Sirkin içinde üçkağıtçılar, fahişeler, fanatikler, politikacılar, dolandırıcılar fink atıyorlar. Ercan da aralarından sıyrılıp öfke dolu bir suratla "Nedir lan bu..." diye bağırıyor.
Sözler bir hayli anlamlı... Diyor ki; "Bunları siz mi yapıyorsunuz/yoksa bunlar mı sizi?/Nedir lan bu çıkar kavgası/Ülke elden gidiyor' dalgası/Burası Türkiye, yerinde duruyor/Gidenler gider ablası..."
Ne kadar da MHP'nin "Ya sev, ya terket" sloganını hatırlatıyor değil mi? Onun müziklisi...
Zaten Ercan Saatçi de Aktüel'le sohbetinde MHP'ye olan sempatisini gizlemiyor. "MHP'nin birtakım görüşlerini 'cidden' benimsediğini" söylüyor. Ve şarkısının sözlerini şöyle bitiriyor:
"Biz burdayız, gitmeyiz/ülkemizi bekleriz/karşı çıkan olursa...
"Sonrası?...
Sonrası üç nokta...
Ercan Saatçi, asıl tehdidi oraya yazmaya cesaret edememiş. ATV'de Cüneyt Özdemir'le yaptığı söyleşide "Oraya isteyen, istediğini yazsın" diyor.
Ben doğrusu bu nakaratı daha önceki yıllarda sıkça dinlemiş biri olarak, o üç noktaya üç el silah sesinin en uygun kafiyeyi sağladığı görüşündeyim. Test ettim, hiç fena durmadı. Hem de aslına uygun oldu:
"Karşı çıkan olursa/fena ateş ederiz."
* * *
Biz yine de bomba gibi patlayan Türk popunun üç hilalli bayraklara sarınıp, yeni milliyetçilik dalgaları estirmesini pek yadırgamamalıyız. Yenilenen bir siyasal hareket elbette artık "Çırpınırdı Karadeniz'le devam edemezdi. O anlamda genç popçuların desteği iyi oldu.
Üstelik milli-pop'çuların ülkeyi bu kadar sevmelerine de şaşmıyorum.
Çünkü herhalde uygar dünyada sadece bu ülkede, mesela Rıfat Ilgaz gibi ünlü bir yazarın "Hababam Sınıfı" gibi çok tanınmış bir yapıtını 5 kuruş telif ödemeden ve haber dahi vermeden klip yapıp, her kanalda yayınlatabilirsiniz.
Sadece bu ülkede ünlü yazarın varisleri "Bu hırsızlıktır" dedikleri zaman, "Canım amma da büyüttünüz, parası neyse öderiz" diye posta koyabilirsiniz.
Kim sevmez böyle ülkeyi?..
Ülkeyi çok sevenler, yaptıkları bestelerin birini bir partiye, öbürünü öbür partiye satıp, her ikisine de diğerini karalayan sözler yazabilirler. Sonra da üçüncü bir partiye sempati duyduklarını açıklayabilirler. Çünkü "sevdikleri ülke"de fikrin değil, paranın sözü geçer.
Ülkelerini çok sevdikleri için, adam vuran fanatik taraftarları eleştirdikleri klüplerinde, faşizm kokulu bir fanatizmin en koyu örneklerinden birini fütursuzca sergileyebilirler. Ve sonra da klibi izah ederken "Sistemde boşluk var. isteyen isdediğini yapabiliyor" diyebilirler.
Gel de sevme bu ülkeyi...
"Karşı çıkan olursa"...?
* * *
Biz sevmiyoruz böyle ülkeyi...
Mafyanın elindeki adaletten, Meclis dışında kalan muhalefetten, gizli iktidarın emrindeki hükümetten rahatsız oluyoruz. Cezaevlerinde politik hükümlüler kurşunlanırken acı çekiyoruz. Koruculara ödenen maaşların, Milli Eğitim bütçesinden fazla yekün tutmasından utanıyoruz. Siyasal mekanizmanın üç kişinin koltuk tutkusu elinde kilitlenip kalmasından hicap duyuyoruz. Okumayan, yazmayan, düşünmeyen; okuyup yazanı da cezalandıran bir ülkeyi kabullenemiyoruz. Fanatizmin, maçoluğun ve "Ne moziyiği ulan", "nedir lan bu" türünden faşizan dayılanmaların spordan siyasete, iletişimden pop müziğe kadar her alanda kök salmasından ürküntü duyuyoruz. Parasızlıktan hastanelerde ölülerimizin rehin kalmasından, 21. yüzyılın eşiğinde hâlâ veremle savaşıyor olmaktan, "birimizin bile dünyaya bedel" olduğu dolduruşuyla yetiştirildikten sonra Avrupa'ya yalvar yakar girmeye çalışmamızdan yüzümüz kızarıyor. insanlığa bir tek özgün akademik çalışma, bir tek orijinal buluş hediye edememişken işkenceci ülkeler sıralamasında her daim başı çekiyor olmamızdan eziliyoruz.
Böyle bir ülkeyi sevmiyoruz; çünkü böyle bir ülkeye layık olmadığımızı düşünüyoruz. O yüzden de daha iyi ve sevilesi bir ülke için mücadele veriyoruz.
Giderek paranoyak bir aşk hikayesine dönen "ülkeyi en çok kim seviyor" yarışmalarından nefret ediyoruz. Ülkeyi bu haliyle sadece bu halden rant yiyenlerin sevdiğini biliyor ve buna karşı çıktıkça üç noktalı tehditlerle karşılaşıyoruz.
Ama "Biz burdayız" tehditlerine rağmen, terketmiyoruz da... Meraklanmayın; siz ordaysanız...
...biz de burdayız...
--spoiler--
edit: arkadaşlar, can dündar'ın bu oylamalardan haberi olmuyor maalesef. lütfen, memnuniyetinizi dostlarınıza, şikayetlerinizi müessesemize iletiniz. sevgiler.
gammazlara not: oylamalar için yapılan bir edit değildir, sözlük ırkı bilinçlensin maksat.*
ülke ve hükümet ayrımı yapamamış yazar. yazacak bir şey mi bulamamış da söz konusu söylemi, bunca yıldan sonra yeniden gündeme getirmiş onu da anlayabilmiş değilim.
ayrıca unutulmamalıdır ki toplumlar layık olduğu şekilde yönetilir. demek ki hak ediyoruz bütün bunları, demek ki tüm suç bizim. o halde ülkemizi sevmemekle elimize ne geçer iyice düşünüp tartmalıyız ve bir suçlu arıyorsak önce aynaya bakmalıyız.
Dörtnala gelip Uzak Asya'dan
Akdeniz'e bir kısrak başı gibi uzanan bu memleket, bizim.
Bilekler kan içinde, dişler kenetli, ayaklar çıplak
ve ipek bir halıya benziyen toprak,
bu cehennem, bu cennet bizim.
.............
.............