bende bunlardan biriyim. ama eşelerseniz, tanırsanız mesafemin, güvensizliğimin, huysuzluğumun nedeninin geçmiş olduğunu anlarsınız.çünkü babam ile başlayan, sevdiğim adamlarla devam eden bir yığın kötü hikayem var. bu yüzden ne kadar sevilirsem seviliyim insanlara ördüğüm duvarı( korunmak için) kaldıramıyorum. sonra hayatımdaki insanları yorulup gidiyorlar. ben olsam bende giderim. haklılar.
deli gibi sevdigim bir sevgilim var. evet deli gibi. cunku bazen normal disi davranislarda buluyorum kendimi. misal telefonla konusuyoruz, adam uyumak istiyor, uyumasini istemiyorum. birlikte vakit gecirince de uyumasini istemiyorum ki zaman kalsin. he sonra ne oluyor, uykusuzluk yuzunden kaliteli zaman da geciremiyoruz.
bu oyle 1 aylik iliski ya da karsiliksiz bi sey de degil. 7. ayinda olan, evlilik dusunulen ve karsi tarafin da duygularini acikca ifade ettigi bir iliski. daha belami mi ariyorum, sanirim evet.
duygularimin ortasini bulamiyorum. inanilmaz uzuyor bu durum beni. cunku bunalttigimin farkindayim karsi tarafi.
ama biliyorum ki, biraz daha az dusunsem onu, soguyacagim ondan. bu da guzel giden bir iliskinin felaketi demek. "ben seni, senin istedigin gibi sevemiyorum" demek belki bir gun...
birkac kanaldan onu takibi biraktim. bu biraz olsun duygularimi frenlememi sagladi. ya insan birini surekli mi dusunur? dusunmemeli.
"beni korkutuyor bu hallerin" dedi bana. evet delirmeye ramak kaldi sanirim. boyle iliski olmaz ki. ben onu, onun istedigi gibi normal bir bicimde sevemiyorum sanirim.
incinmişliğin sonucudur. başını okşamak için uzanan sevgilinin eline, kaplumbağa ürkekliğinde kendi kabuğuna çekilerek tepki verirsen sevmeyi de sevilmeyi de beceremezsin. ama kimse anlamaz senin incinmiş olduğunu. sevmeyi beceremiyorsun diyerek yol alırlar.