bir kişiye ilgi duyarsın ama ulaşamazsın işte bu aşk olur. sevmek, uzun zamana dayanır canına dahi gözünü kırpmadan verebiliyorsan bu sevgidir. birde alışmak vardır en zor budur.
aşkta kusurlar görünmez, aşk bittiğinde ise o kusurlar devasa görünür. şaşakalırsın "ben bu insana mı aşık oldum" diye.
sevgide kusurlar da sevilir, kabulleniş vardır. sevgi bittiğinde ise geriye güzel hatıralar kalır. gülümsetir.
aşık olduğunuzda karşılığını kendinizinkine birebir asla alamazsınız, parçalardan biri mutlaka eksik olur ve sonuçta biter. severseniz ise karşılığını almak kolay olur, bir gülümseme bile "karşılık bekleyen" yönünüzü fazlasıyla tatmin eder. ancak basit bir indirgeme yaparsak; severseniz zaman kaybedersiniz **, aşık olursanız ise "bok"u yersiniz *...
aşk ona karşı duyduğunuz çekimdir.
onun bir parçası sizinse siz tüm benliğinizle onunsunuzdur.
gülüşünü görünce donakalacak kadar etkileniyorsanız aşıksınızdır.
güldüğünde siz de ona katıla katıla eşliik ediyorsanız ve birden bire bahar gelmiş gibi hissediyorsanız seviyorsunuzdur.
ağladığında içinizi ağlatan kişiye karşı bir şiddet dalgası kaplıyorsa, ama yine de onu bırakamıyorsanız aşıksınızdır. ağlatan kişiyi gidip bi güzel benzetiyorsanız sadece seviyorsunzdur.
onu kendinizden önce düşünüyorsanız aşk, onu hep kendinizle beraber düşünüyorsanız sevgidir aradaki şey. ha ikisini aynı anda hissetmek vardır bir de. işte odur asıl kutsal olan.
aşk sevgiliye tutulmaktır, kendinden vazgeçmektir, feragat etmektir, boksör muhammed ali'ye dövülmektir.
sevgi kainattaki her canlıya merhamet nazarıyla bakabilmektir.
birini sevmeniz ona aşık olmanız anlamına gelmeyeceğinden; karıştırılmaması gereken iki olgudur sevmek ve aşık olmak. bu versus'ta ise; şahsi görüşüme göre;
insan kendini güldüren insanı sever.
ama ağlatana aşık olur.
aşıkken ayrılınca onu arar ve yalvarırsınız. basit bir eylemdir onunla konuşmak ve onu ikna etmeyi istemek.
seviyorken ayrılırsanız konuşmak ister ama aramazsınız. refleks olarak susarsınız.