Ben seni sevdim mi? Sevdim, kime ne
Tuttum, ta içime oturttum seni
Aldım, okşadım saçlarını, öptüm
içtim yudum yudum güzelliğini
Ben seni sevdim mi? Sevdim elbette
Bendeydi özlemlerin en korkuncu
Çıldırırdım sen ne kadar uzaksan,
Aşk değil, hiç doymayan bir şeydi bu
Ben seni sevdim mi? Sevdim doğrusu
Sevdikçe tamamlandım, bütünlendim
Biri vardı ağlayan gecelerce
Biri vardı sana tutkun; o bendim
Ben seni sevdim mi? Sevdim en büyük
En solmayan güller açtı içimde
Ömrümü değerli kılan bir şeydin
Sen benim bozbulanık gençliğimde
Ben seni sevdim mi? Sevdim, öyle ya
Bir çizgiye vardım seninle beraber
Ve bir gün orada yitirdim seni
Ben seni sevdim mi? Sevdim, ya sen beni *
böyle tuhaf bir şey işte...
Sen bile anlayamazsın sana neler olduğunu. Korkarsın yeri geldiğinde.Onu incitmekten.Bazen kendin yaralanırsın.Hayat denen düzenbaz oyunda kaybolursun.Ve seni kurtaracak tek şeydir sevmek! Sevme duygusu.Seni herkes sevebilir ama sen herkesi sevemessin.Sana özel bir duygudur bu hislerin.
kontrolü yitirmektir, bu yüzden korkutur insanı, başkalarının normal bir insan olarak gördüğü kişiye yüklediğiniz anlamdır, bilinçle ilişkili olduğu sürece tadından yinmez, ama bakarsınız bitmek bilmeyen krizlere sürükleniyorsunuz ve sevmek yorulmak manasına geliyor sizin için bitme süreci başlamış demektir. keşkeler baş gösterir, sakladığınız çekmecelerden bir bir çıkıp yeni ilişki için savunma hazırlamaya başlarlar, onlar safları sıklaştırdıkça sizden bir bir eksilen şeydir sevgi, vazgeçişlerin zor olduğu kademedir sevmek.
Karlı bir kış akşamında eski bir tren istasyonunda uyumaktır sevmek.Taramalı tüfeklerin önüne atlamaktır tek başına.Uçmaktır masmavi göklerin en ucunda.Yırtmaktır tekliği uçsuz bucaksız çayırlarda.Artık çokluk vardır beyaz hayallerde.Gözlerin kalp olduğu,Kalplerin göz olduğu sonsuz bir yolculuktur sevmek.Elele dokunmak...
Bir insanı sevmek, onun zihninde bir türlü huzura erememiş tüm hikayeleri raflarından çıkartıp, tek tek temize çekmek demektir...sürekli tekrarlardı bir arkadaş bu cümleyi..sonra,sonra bir problem oldu...
gürüldeyen ateşin sesi yarım kalmış gecenin korkutucu sessizliğiyle fısıldıyordu;
git! git ve bırakma. belki başka, belki farklı. yeniden hayat dolacak belki için.
belki yeniden seveceksin dese de içim korkuyor. kalbim o ürkütücü sese kulak vermese de yanan odunların çıtırtısı küçük zeminler hazırlamaya yetiyor kötü düşüncelere.
yine ses ve sessizlik.
hayatımın esleri oluyor bazen istemeden olsa da bıraktığım zaman elimden sesleri. ruhumun uçurum kenarındaki kalp atışları gibi yoğun ve yorucu, tükeniyor onlar da.
şu an sabahı; öğleden sonrayı, sonrasını, akşamdan gene sabahı düşünmektir; yakın davranmayı bile bazen, becerememektir ve ("The answer is simple...")Matrix -3 paylaşmayı hayal etmek bir yerde; kimbilir öyle ya onun bilmesi yeter.