iş yerinde öyle kel kafamı kazıya kazıya taşların üzerinde otururken yavaş adımlarla bana baka baka küçük bir hanım geçti,küçücük.
göz kırptım, döndü yoluna devam etti.
tekrar döndü bende tekrar göz kırptım
gözünü kaşıya kaşıya bakmaya başladı.kim bu salak der gibi...
sağ elimle gel işareti yaptım birkaç kere.hiç düşünmeden geldi sol dizime oturuverdi.
2 yaşında en fazla ismi yağmur imiş.o an dünyada henüz hiç tatmadığım belki de benim cahilliğimden olsa gerek bir koku duydum.bir bebeğin kokusu o an bayılacaktım,ne inanılmaz bir koku.
sevmek bu olsa gerek.en saf hali ile tanımadığın birisine sarılabilmek kucaklaşabilmek.
bizler tanış oldukça cırkını çıkarmayı çok iyi biliyoruz.küçük yağmur un bana bakışı kitap adamın ona göz kırpması gibi olmalı sevmek.
ha birde sanırım çocuk/bebek kokusu...
•••allah tüm evli kardeşlerimi,isteyenleri çocuk sahibi yapsın•••
Sevmek; uyuşturucu almak gibidir.
Başlangıçta kendini iyi hissedersin,
bütünüyle verirsin.
Ertesi gün, daha fazlasını istersin.
Henüz zehirlenmemiş,
o duygudan hoşlanmışsındır
ve onun üzerindeki egemenliğini sürdürebileceğini sanırsın.
Sevdiğin kişiyi iki dakika düşünür,
sonraki üç saat boyunca unutursun.
Ama yavaş yavaş onun varlığına alışır,
ona bütünüyle bağımlı hale gelirsin.
Böylece onu üç saat düşünür,
iki dakika unutmaya başlarsın.
Yakınında değilse,
bağımlıların uyuşturucu bulamadıkları zaman hissettikleri
şeyi hissedersin.
Uyuşturucu bağımlılarının,
gerek duydukları şeyi bulamadıkları zaman
hırsızlık yaptıkları gibi,
kendilerini aşağıladıkları gibi,
aşk için her şeyi yapmaya sen de hazırsındır...