halide nusret zorlutuna'nın en iyi şiirlerinden biridir.
Sevmek...Delicesine, deliler gibi sevmek!
Kuş uçar gibi sevmek, gök gürler gibi sevmek.
Bir çocuk inancıyla inanarak, kanarak
Ve bir günahkar fani azabıyla yanarak,
Hep onu arayarak baharda, yazda, kışta;
Nihayet "Büyük Sır"ra ulaşmak bir bakışta.
O bakışta okumak aşkın büyük adını,
Hep o büyük bakışta bulmak var olmanın tadını.
Sevmek: Hasta anneyi, altın başlı yavruyu,
Baharı, yıldızları, göğü, güneşi, suyu...
Yürekten kopan ince bir ahı, sever gibi,
Sevmek...Toprağı sever, Allah'ı sever gibi!
hiç bir zaman tam anlamıyla mutlu olamamaktır. hep sonrasını düşünüp anı yaşayamamak, o'nun yanında konuşamamak, göremeyeceğin günleri düşünüp içini onunla doldurmak için sadece onu izlemektir
"seni sevmek mor denizlerdi biraz
ne kadar gidilse bir o kadar bitmeyen
umutlar ve yıkılmalar ardında direnilen
seni sevmek mevsimler içinde en güzel yaz
seni sevmek yaşamanın aşılmaz büyüklüğü
seni sevmek kan dolu yüzyılları korkutan
ve sığınıp ılık kıyı kentlerine biraz akşam
seni sevmek çocukların düşlerinde gördüğü
varılırdı daha saydam günlere isteseler
isteseler yalnızlık giremezdi evlere
seni sevmek bir kırlangıç olacak bekleseler
ve uçacak durmadan adasız denizlere
kim bulacak cam kırığı gözlerinde sevgimi
sonra yalnız kalmak gibi yoksulca uğuldayan
bütün okyanusların baş eğdiği tek kaptan
sana verdim geç diye bütün denizlerimi"
der afşar timuçin...
bazen kalbinin ritmini değiştirirken bazen de kocaman bir yük olur sevmek, en çok ihtiyacın olan parçanın,kalbinin üzerinde.
haklıydı sanırım. hep haklıydı. insanın kendisine yaptığını yedi düvel birleşse yapamazmış o insana. yine en büyük kötülüğü ben yaptım kendime.
kaçtıklarıma koştum. durdurmak istedim kendimi inan çok istedim.istedim ki bi kenara bırakıyım güzleri, bahar gelsin. geriye dönmeyi hiç istemedi aklım ama kalbimi susturamadım zaman zaman.
Kaç bin tane antideprasan içmek gerekir bu işkenceyi sonlandırmak için? ya da kaç insanın canının acıması gerekir canının acıdığını unutman için.
hayatını sil baştan inşa edecek, yeni hayaller kuracak gücü kendinde bulabilen insanın bazen "sevdiğini" değiştirecek gücü olamayabilirmiş. ya da değişmesin diye elinden geleni yapabilirmiş farkında olmadan. kendine minik yalanlar söyleyerek, kendine yalan söylerken bu yalanları dillendirerek,dillendirdikçe kalbi temiz, ruhu temiz adamı da bunlara inandırarak. kandırmak? hangi ara böylesine değiştim ben. hangi ara güler geçer oldum acımasız insanlara.
o sihirli cümle... duymak iyi gelir dediğim ama beni alıp hızla duvara çarpan o cümlenin fiili sevmek. ama öznesi yok. olsun diye dualar ettim, ama yok...
ilk kez hak etmedim onun için de sahibi değilim. "zaman akıp giderken geç kalma istedim. bekleyeni hatırlatsın istedim. hiçbir şey hatırlatmasa bile sana kalbin kadar, elin kadar yakın olıyım istedim..." ben bunun sahibi değilim ki,olamıyorum. gördüğüm minicik bebeğin minicik elleri hala başka şeyler hatırlatırken hiçbir şeyin sahibi olamıyorum ben.
o dev cümlenin sahibi de değilim. sahibi olmam istendi benden, en azından denemem istendi. ben de istedim. denedim. ama başaramadım. hak edemedim ruhu temiz adamı. oysa ki hoşgeldin derken çok ümitliydim. hayattan, kendimden,senden, sevmekten. "sevmesen bile sevilmen yeter" dedi biri, inanmak istedim. birinin "şansı" olacaktım ya hani senin şansın olabilmeyi istedim. ya da sadece istediğimi sandım, inandığıma inanmak istedim.
insan sevdiğine dokunmak istemez mi? dokunamıyorum. görmek istemez mi insan? hadi göriyim diye sabırsızlanmıyorum. telefonu çalınca heyecanlanmaz mı hiç? çoğu zaman cevap vermek istemiyorum. öyleyse sevemiyorum. öyleyse hak etmiyorum,sahibi değilim sevginin.
benim giden ömrümle birlikte senin ömrün de gitmesin.köşemde yalnız oturmam gerek benim biraz daha. kalbimin üzerindeki ağırlık o kadar çok ki seninle paylaşmaya kıyamıyorum, senin de kalbin acısın istemiyorum. "sevmek" kelimesi çok az insana bu kadar çok yakışır onun için hep seninle olsun sevgi. yine gülümse sen hep gülümse, benim gülümsememi bekleme. hiç değişme sen hiç, benim gördüğüm sevgilerdeki gibi sahte olmasın sevgilerin ben sahte sevgiler buldum sevgime karşılık ama senin sevgilerin hep böyle gerçek kalsın.
elinizde olmayandır. hele erkekseniz kontrolünüzün en kayıp olduğu, en savunmasız halinizdir. yılanın avını yutarkenki hali neyse sevmek hali de odur işte.
başıma ne geldiyse bu mastarlı fiil yüzünden gelmiştir. bana her sevmek bir alt üst oluş, yeni bir dünya kuruş olmuştur.
bu defa alt üst olmuşum da yenisini kurmak pek mümkün görünmüyor. insan sevmek yüzünden ölmek ister mi? ben sevmekten artık yaşamayı unuttum. yaşamı reddediyorum.
böyle bir sevmek görülmemiştir. nice sevmeler, ben sevmelerde onlar hep gitmelerde.
gitti...
ve ben nur topu gibi bir sevmek'le kalakaldım öylece.
bu o derken, sonunda derken, tanrım bu ne lütuf derken...
sevmek...
artık yok bende. olamaz. ne zaman sevsem bir şeyler gitti. parça parça edildim, yağmalandım, eksildim.
artık yok sevmek...
verecek bir şey de kalmadı.
sessizce gelip giderken ne varsa götürdüler benden.
kusursuz değildir hiçbir zaman. yanında akıl almaz entrikalar, zaman zaman kaybetme korkusuyla söylenen yalanlarla kendisine olan inancını yitirebilir insan.
tek başına yeterli değildir. fedakarlıkla, saygıyla harmanlandığı zaman değer kazanır. kaybetmek değildir, asla. kazanmaktır ama geçici bir yenilgidir bazen de. bir fısıltı değildir derin sevgiler, yangın ortasında kalmış bir insanın avaz avaz bağırışı gibi can yakar, yıkar geçer adeta.