insanın çelişkiye düştüğü ve asla karar veremediği bi durum yukarı tükürsem bıyık aşağı tükürsem sakal misali o yüzden insan her ikisini de ister zaten sevmek ve sevilmek mutlu olmanın tek yoludur ikisinden birisi insanı geçici mutluluklara götürür.
Sevilmektir bence.Çünkü seni gerçekten seven insandan etkilenmemek zaten mümkün değildir.Bir erkek vardır.Seni sonsuza kadar sevicektir,görürsün,hissedersin...tutunmak lazım ona çünkü seni hiç yalnız bırakmayacaktır,kollayacaktır,mutlu edecektir.
Ama eğer birini seviyorsanda hep onunla olmak isersin,çünkü o senin olsun istersin sadece seni sevsin,senin elini tutsun,seni düşünsün istersin...Sevilenler şanslı,sevenler şanssızdır bence.
Tabii bir de 3. ihtimal var sevdiğin kişi tarafından sevilmek.işte o zaman tamamlanırsın ve mutluluk seni bekliyordur.Hayatta düşünecek birşey kalmamıştır çünkü sevdiğin kişi yanındadır ve sonsuza kadar seni sevecektir.
sevmek diyen insanların çok büyük bir kısmı arka kapıdan "sevilmek" için çıkıyorlar. bunu yazalım bir kenarıya. chi'dir, efendime söyleyeyim "kâr zarar hesabı"dır...bunları katıyorlar işin içine. daha çok sevmek ile, pür sevmek arasındaki o kalın çizgiyi göremiyorlar. gerçi görenlerin de bir bok yediği yok. görenlerin görür görmez erdemlerin en büyüğü olan karşılıksız sevmeke gark olduğunu sanıyorsak yanılıyoruz. ben çizgiyi görmüş ve buna rağmen "sevildikçe sevebilirim ancak" diyen insanlardanım.
hakikatle sadece sevebilen insanların ego diye bir derdinin olmaması gerekiyor. düşünsene, onunla itirbatı tamamen kesmişsin böyle. egonu geri dönüşümsüz çöpe attığında göreceksin ki kimse sana bu halinle zarar veremez. neticede sen, iç dengeni tamamen kurmuşsun. ip cambazı değilsin artık. koskoca asfalt yolda yürüyorsun, ayakkabıların rahat. itseler bile düşmezsin, vantuzlu o ayakkaplar. yani ideal olan nokta burası. o zaman da sen karşılıksız sevebiliyorsun. sevilmek'i, sevmek'e tercih etmemizin sebebi sanıyorum ki korku. zarar görme korkusu baştan aşağıya. sevilerekse, hem uslanmaz çocuğumuz egomuzu okşatıyor hem de kendimizi garanti altına alıyoruz. negzel dünya kısacası.
şimdi bunun itirafı falan buralardan güzel de, kaçımız -örneğin- sevgilimize "beni sevdiğin için seni seviyorum" diyebildik...anneniz sizi sevmese, onu ne kadar sevmeye devam ederdiniz? sevgisini kazanmak için yırtmaz mıydınız kendinizi? bak işte bu kazanma hadisesi karşılık oluyor! orda sevilme isteyimiz (egomuz) oyuna giriyor. yoksa aşk acılarınıza falan lâfım yok...hepsi sevilme dürtüsü işte. sevmek işini beceren acısını da çekmez; çünkü onu edim ilgilendirir, sonuç değil.
karşılıksız sevmenin ne kadar boktan bir şey olduğunu gören bünyemin sevilmek olarak cevaplayacağı sorudur.
sevmek iyidir hoştur eyvallah; ama karşındakinden hiç bir hareket göremedikçe dünyan başına yıkılır. işte bu yüzden sevilmekte güzel duygudur vesselam.
aslında her ikisi de birbirini tamamlayan şeylerdir kanımca. karşılıksız sevmek zordur, her bünye kaldırmaz. tek taraflı sevilmek ise belli bir zaman sonra bunaltır, sıkıntı verir. lakin çok sevdiğiniz bir tarafından sevildiğinizi bilmek gibisi yoktur, işte o zaman dünyalar sizin olur, hiç bir şey onun tadını vermez, veremez.