sevilmeden sevmek umutsuzluk,sevmeden sevilmek ruhsuzluk,sevmemek ve sevilmemek düşmanlık,sevmek ve sevilmek ise dostluk ve aşk yaratır.bu sorunsalın bana göre tek bir çözümü vardır.hem sevmek hem de sevilmek.
"sorunsalımız bu olsun yeterki" dedirten başlık.
ki şöyle düşünelim seviyosa da seviliyosa da farketmez insan olağanüstü bi güzelliğin içinde demektir.ya seviyodur,kalbi aşkın o dingin ama hoyrat o leziz ve berrak sularında yıkanıyordur.arınıyordur sevdikçe.
ya seviliyordur.ki birisi tarafından kişi gerçekten seviliyorsa sevmeyi öğrenir zamanla.çünki kalp onu gerçekten sevene sevgiden başka birşey sunamaz.
bunların ikisi bi anda ve aynı kişiyle yaşanıyorsa,
zaten o yaşananın cennetten farkı yoktur.
sevmek,sevilmek ikisi de ayrı ayrı güzeldir.ama insan her zaman bu ikisini birlikte ister.sevilmeden sevmek koca bir yalandır.ben karşılıksız seviyorum diyenler itiraz edebilirler buna halbuki en karşılıksız aşkı yaşayan bile en azından hayallerinde sevgisine karşılık arar.sevmeyi besleyen şey sevilme arzusudur.sevilmek ise insana kendini değerli hissettirdiği,insana bir beni seviyor bana değer veriyor o halde ben değerliyim sevilmeye layık biriyim duygularını yaşattığı benliği doyurduğu için güzeldir.
sevmek çaydır sevilmek ise şeker
bizim gibiler çayı şekersiz içer
Kıssadan hisse aslında iki duygu da aynı anda yaşanmalıdır,platonik aşk şekersiz çay kadar acıdır ***
ümit yaşar oğuzcan bu sorunsala en güzel bakış açısını getirmiş, olayı bitirmiştir. şöyle ki;
sevmekle sevilmek ayrı şeyler. sevilmeyi çoğaltmak, ona bir başka şekil vermek, daha da yoğunlaştırmak onu elimizde değil. oysa ki sevgimizi dilediğimiz gibi yoğurabilir, dilediğimiz şekli verebiliriz ona. derinlikse derinlik, yükseklikse yükseklik, genişlikse genişlik. sevmekle gücümüz var, irademiz, aklımız var. biz varız sevmekte. sevmek, yaratmaktır bir bakıma, sevilmekse, yaratılmak...