Hayatın küçük oyunlarından biri. Yüzüne ,gülüşüne, sesine hasret kaldığın insanlar, rüyalarında bile hayatını şenlendiremezken, varlığından rahatsızlık duydugun, seni çıldırtmaktan başka ne işe yaradığı pek belli olmayan insancıklarla,gün Boyu birlkte olma zorunluluğu..
aynı ortamda bulunulduğu sürece sinirden delirmek demektir.
bazen sevmediğim kişiye bakınca kafamda bir şeyler kurmaya başlıyorum. şimdi bir laf atsa da şu telefonu atsam aynaya kırılsa camlar üstüne düşse. oyşşş. ***
Kısa süreli olanları bile sinir krizi , beyinde ve psikoloji de yıpranmalara sebep olabilen durum günlük hayatta black mirrordaki gibi insan silme ya da sansürleme özelliği olmadığı için iş , okul ya da ev gibi ortamlarda mecburen bir arada bulunma durumu sinir bozucu .
kendimi asla kasmam ve gerilmeyede gerek duymam. katlanılacak derecedeyse o ortamda durmaya devam ederim onu görmem. hee katlanılmayacak derecedeyse o ortamdan elimi ayağımı çekerim.
Düğünler de falan Mecburen yüzüne gülmek zorunda kalınan eylemdir.
Nefret ettiğiniz insanla iyi geçinme çabasına siz Medeniyet diyorsunuz, ben sahtekarlık diyorum.
(bkz: ham on rye)