senin önündeyken her şeyi indirmek istiyorum kadın. pantolonumu, donumu... aklımın kepenklerini de indirmek istiyorum ve indireceğim de merak etme. hani benim küçük emrahı bir golf topu gibi düşün kadın. ne yapıp edip o deliği birkaç vuruşta bulacağım. o iki dakika on sekiz saniyelik gitgeller taçlandırılacak volkanik bir patlamayla ve sanki hayatın sırrını çözmüş gibi olacağız sen ve ben. o terlerin alnımızdan damla damla akması yok mu? tamam biliyorum iki dakika on sekiz saniye çok uzun bir zaman olmayabilir... ama şimdi... eee... ya nolur dur bir dakika... hatırlatma nolur...
ben de indirdim aslında bir şeyleri adam... ilk başta tabularımı bir kenara bıraktım. sen donunu indirdiysen ben de indirdim. ben de bir hayvana dönüştüm senin gibi... o iki dakika on sekiz saniye boyunca boş yere mi ahladım ve ohladım. eğer biraz daha uzun sürebileceğini bilseydim o lanet olası sesimi keserdim ve anı yaşardım senin bütün azgınlığına prim vermeyen asil bir insan edasıyla.
o değil de ruhsatım nerede?
allah belanı versin!
anladın mı?
hayır!
o zaman tanım:
sevişmek çok da fazla anlam biçilemeyen, üzerine konuşulmayacak, tamamen bizi robotlaştıran bir ritüelin dışavurumudur. anlamsızdır...
anlamsızlığı yoktur.
anlamsızlaştırıldığı durum vardır.
günümüz koşullarunda bu da çok zor değildir zaten. en etkili iletişim yöntemi anlamsız olur mu hiç?
olmaz.