Heralde yeni yüzyılın benim üzerimdeki yan etkisiydi insan gibi sevişmeyi bilememek. Hangi filmin sahnesine özendim de yaşadım o kadar saçma, o kadar uç seyi.
Seviştikten sonra beraber uyumak, sarılmak saçma gereksiz gelirdi.
Ta ki sen zevk almayı bi kenara bırakıp, yanagımı okşayana kadar.
Kim orgazm olurken Allah'a inanmaya başlar ki... bu olan sevap mıydı, yoksa günah mı? Seninle devam mı etmeliyim, yoksa durmalı mı?
Neyse; Tanım olarak sevismek; insan olduguna inanmak, yaşadığına inanmak hatta allah'a inanmakmış.
paul eluard tarafından aşağıdaki biçimde tanımlanan eylemdir:
Kapılar tutulmuş neylersin
Neylersin içerde kalmışız
Yollar kesilmiş
Şehir yenilmiş neylersin
Açlıktır başlamış
Elde silah kalmamış neylersin
Neylersin karanlık bastırmış
Sevişmezsin de neylersin.
kadınla erkeğin, oda sıcaklığında (aşırı soğuk büzüşmeye,aşırı sıcak fazla ter kaybına neden olur) tepkimeye girmesidir.tepkimeye katalizör yani kondom ya da gebelik önleyici çeşitli ilaçlar eklenmediği sürece ve gök tengri de yardım ettiği sürece tepkimenin ürünü çocuktur.
bu sevişmek dediğim cima etmek manasındaki. hani o karşılıklı birbirini sevmek manasında olan değil.
gençlerin heveslerini kırmak istemem lakin nihayetinde beş dakikalık, hadi lan güzel hatrınız için on dakikalık bir iş. sonrasında zaten pişmanlığı var, post ejaculation syndrome u var. sonrası hiç çekilir şey değil. inanın bana kan ter içinde kalmış sevgiliye götünü dönüp uyumak sevişmekten daha da zevkli.
e olay böyleyse bu kadar büyütmek neden?
neden dünya kadar malın olacağına fındık kadar hamun olsun diye bir deyim var?
neden dünya şu cima etme olayının üzerine kurulmuş?
aldatmak insanlar için neden bu kadar önemli?
nihayetinde sonrasında bir sürü külfet getiren, mesela gusül, bir eylem bu kadar önemli?
yoksa iş sadece büyütlmesinde mi?
mevlana demiş ki; kasık bölgesinde koku ve şehvet üreten bir yarık. sevgi şehveti söndürür mü?
aşk ile başlayan bir beraberliğin devamında oluşan sevginin pekiştirilmesi için yapılan eylemdir. aşkla yapıldığında daha bir tadına doyum olmadığına kanaat getirdiğimi tecrübe ettiğim duygu bütünlüğüdür. aşk ile sevişmeyi seviyorum.
şundan bir kaç yıl önce sevişerek evlenilirdi, şimdi evlenmeden sevişiliyor, zevkliyse mantıkla evleniliyor.
öyle yada böyle sevişmek bünyeye göre farklı hislerle anlamlandırılıyor.
sadece hormonların işi değildir. sevişmek için aşk lazımdır en başta. aşk olmazsa seksten öteye geçemez. sevişmek bambaşka bir şeydir. kokusunu hissettiği anda başı dönmeye başlar insanın. öpüşürken, tenine dokunurken hep daha fazlasını ister. içinden bi ses "daha çok öp, daha çok dokun" der sürekli... ama bilirsin ki her şeyin bi yeri ve zamanı vardır. mantığın zorla kalbine söz geçirir. elini onun teninden çekerken tırnaklarını avucuna batırırsın. onu daha çok tanıyamadığın için, ona kendini daha çok anlatamadığın için kalbin acır. o bilmez tabi içinde neler yaşadığını. hiçbir erkek bilemez zaten bunun nasıl bir his olduğunu. erkekler sadece "benim hormonlarım var, sen bana yetmiyorsun" demeyi bilirler.