asla ve asla karşılaşmak istemediğim , birey olmanın anlamını kavrayamamış, kapladığı hacmin hakkını veremeyen aciz insanlar.bir insanın bunu yapabilmesinin tek açıklaması vardır o da güvensizlik; kendine güvenmiyordur.
sinemaya gidildiğinde onu da insan yerine koyarsınız. kadının toplumda rol oynamasını ezelden beridir savunmuş biri olarak bunu yaparsınız. o judi dench, katherine hepburn falan tanımasa da kieslowski, polanski deyince boş boş baksa da, gotiği bir giyim tarzı zannetse de seçim yapabilme hakkına sahip olmalıdır.
sinemaya gidince hiçbir halt anlamadığı filmleri seçip sıkıntıdan patlıyor . oysa istediği filmi çekinmeden söylese, hür irade ile hareket etse gözümde küçülmeyecek.
lenny kravitz konserine gitmek istiyor ama adamın adını bile doğru telaffuz edemiyor. "bjork de çok süper oyuncu" diyor. o an hayatı ve kadınları sorguluyorum.
yapmayın lan bunu! hala nasıl oluyor da aynaya bakacak yüz buluyorsunuz? aynada gördüğünüz kişi kim? gece yatağınızda nasıl rahat uyuyorsunuz ?
ya bunları da geçtim modifiye araba fuarına gelmek istiyor ama daha araba nasıl çalışır haberi yok. nascar'ı eyalet sanıyor ama araba yarışı tutkunuyum ayağına yatıyor.
aslında her şey tanışmak için yaptıklarından belli oluyor. böyle yanlışlıkla çarpıp özür dilemeler , üstüne kahve dökmeler, adres sormalar, eski bir arkadaşa benzetmeler...ya çok ucuzsunuz be!
sonucunda sevişmek olan bir süreci başlatmak için bu kadar kasan , olduğu gibi davranmayan , kişiliğinden ödün veren kızlara katlanamıyorum. ayıplıyorum, lanetliyorum.
kendisini bu denli küçük gören bir erkekle sevişmek için, gerçekten de kişiliğinden ödün veren kızdır.. gerçekten hoşlanıyor veya aşıktır belki, bu kadar aşağılanmayı göze aldığına göre. o zaman da kendisine "vakit varken arkanı dön ve ayakların popona vurmak suretiyle uzaklaş" denilesi kızdır.
"kesinlikle sevişmemek" gibi bir prensipleri varmış gibi geliyor kulağa, bu da alçıpan çağrışımı yaptığı için tanım cümlesi geliyor: üzerine konuşulmaması gereken kızlardır.