ah dostlarım peşinen belirteyim hikayede bahsi geçen reddedilen kız ben değilim, bir arkadaşım.
sararan yaprakların döküldüğü romantik bir mevsim değil bahsettiğim, kapalı gökyüzü ve asabi insanlarıyla gerçek bir istanbul sonbaharı.
bir dershane evet, öğrenciler, fotokopi makinaları ve ucuz tostlar ha bir de bir aşk, test kitapları arasında filizlenip kantinlere taşan. kalpleri birbirleri için atan iki beden.
günler gelir geçer, testler çözülür, tostlar yenir, aşk büyür.
günler gelir geçer, deneme sınavları yapılır, rehberlik dersleri verilir aşk büyür.
ve bir gün kızın aşkı taşar kalbinden, dökülmesin diye yerlere, iki eliyle kavrar kalbini ve yağmurlarla büyüyen, güneşle olgunlaşan bahçelerini ve bahçesinin en nadide tomurcuklarını, zümrütlerle bezeli bir kadehle tanrılara sunulan kutsal bir şarap gibi sunar sevdiğine.
sevdiceği şaşkındır, kendisine sunulan kadehe ellerini uzatır geri çeker, titrer bedeni elleri titrer, sonra "hayır" der kendine uzatılan ve onu ölümsüzlüğe ulaştıracak kadehi iterken, "hayır" der "yapamam"...
prangaları müsaade etmemiştir çocuğa, inançları. aşkı bir suç, bir günah olarak gösteren inançları. yasak demiştir bu kadeh, içemezsin.
kız şaşkındır, en değerlisine sunduğu en değerlisi reddedilmiştir.
kız mahzundur.
kız mahcubtur.
bırakır kalbini düştüğü yerde ve kaçar unutmaya onulmaz derdini.
toplum gençlerinin abazanlıklarını göz önüne alırsak (başta ben), imkansız denilesi durumdur. harbi bu devirde pipisine bu şekilde hakim olan bir genç... üstelik kız altın tepside en değerli yerini sunarken.
evet şevişirse... bu erkek aynı zamanda bakir olduğuyla en az bakire olduğuyla övünen kız kadar övünür. " böyle bir şeyle övünülür mü allah aşkına ne yaptın müdür sen ", bile diyemezsiniz bunlara, o kadar da burunlarından kıl aldırmazlar bu şakirtler.
dinci , dindar, dini bütün vs vs şeklinde sıfatlandırılabılecek bu zat-ı şahanelerin hiç birinin böyle bir iradesi olduğunu sanmıyorum çünkü bu mübarek insanlar evlenmek için başı kapalı namazında niyazında hatunları seçerken gözlerinin biri mutlaka mübarek saymadıkları kızların bir uzvundadır.Hem onlara göre kendileri Allah'ın sevdiği kullarından oldukları için çarpılacak kişi elbette kendileri değil karşı taraftaki zındık dişidir.
Namusun önemini öğrendim evde
Sonra yoksundan namus beklemenin namussuzluk olduğunu;
gerçek namusun, günah elinin altındayken, günaha el sürmemek olduğunu
öğrendim.
troll olmaya çalışan aptaldan daha üstün bir zekaya sahiptir. düşüncesi tezatın sonsuz kuvveti de olsa durumu siz değerlendirin artık.
troll olmak bir sanattır, herkes bu sanatı algılayamaz, ve herkes gerektiği şekilde gerçekleştiremez. bir bok olamayacaksan otur oturduğun yerde, kendini komik duruma düşürme.
Allah'ı bir trafo zanneden zavallının söyediği acınası cümle.
''çarpılacağını'' falan zannetmiyordur. sadece yaptığı her doğru ve yanlış hareketin bir karşılığının olduğunun farkındadır. bahsedilen hadise de islam dinine göre yanlış bir harekettir.
varolmayan erkektir. sevişirse çarpılacağını değil günahkar olacağını düşünür. dinci erkek diye de bişey yoktur. aslı dindar erkektir.
(bkz: #11555933)
olayı namus ile birlşetirmeye çalışmanın anlamı yoktur.
olay bir inancın ve o inanca bağlı olan kimsenin arasındadır.
o kızın sevişme isteğini yadırgamak ile erkeğin sevişmek istememesini yadırgamak farksızdır.
şahsi hayat tarzım ve yaşantım her ne kadar farklı olsa da, insanların inançlarına göre yaşam tarzlarına saygı duymayı, onları inançlarından dolayı hor görmemeyi artık öğrenmeliyiz.
21. yüzyılda yaşıyor olmak demek, çağdaş olmak demek; inançsız, ateist veya laik vs olmak demek değildir.
mensubu olduğu dinin emirlerini az biraz bilen herkes bu kişinin yaptığı davranışta bulunabilir yani reddedebilir ya da tam tersi kabul edebilir.çünkü dindar olmak ayrıdır dinin emirleri hakkında bilgi sahibi olmak ayrıdır.ayrıca kimse kimseye sen neden bu kızla sevişmedin der gibi hesap sorma peşine de düşemez tam tersi durumun olması gerekir.yorum yapmaktan çok saygılı olmak esastır.
o kişiye göre kızın yaptığı yanlışsa,kişinin inançlarını pranga olarak tanımlamak da yanlıştır.o zaman o kişi diğerinin yaptığı işi de inançsızlık olarak tanımlayabilir.bu böyle sürer gider.
kısacası insan insana inançları üzerinden muamele ederse o zaman dünya yaşanılmaz bir hal alır.
işyerindeki bir arkadaşımla(cidden) bu konuyu biraz konuştuk. "eşimin benden önce ilişki yaşamış olmasını kabullenemem" dedi. bu yüzden de, kendisi de yapmıyor. halinden memnun. gurur duyuyor hatta. ben de ona saygı duyuyorum.
herkes iyi bir insanın sahip olması gereken özellikleri bilir. ama kimse uygulamaz. empati kurmak mesela. sana yapılmasını istemediğin şeyi başkasına yapmamak. zor bunlar. zor ki kimse bu yolları seçmiyor. değil mi?