can sıkıntısı eklenebilir bazen. Sevişmeyi hatta öpüşmeyi bilmeyip ilklerde tepkisiz takılan ardından dana gibi yatan bir hatun varsa eğer deli gibi eklenir hatta bırakıp gitmek gelir içten.
aşırı endorfin ve seratonin salgılanmasıyla beraber baş dönmesi, dölleme hırsı, sahiplenme dürtüsünün tavan yapması, o esnada bir şey düşünmeye çalışıldığında o şeyin halisünasyonumsu bir şeye dönüşmesi, düşüncelerin beyinde parçalanması, ruhun buharlaşması, kasların evrim geçiriyormuş gibi damar sponsorluğunda şişmesi, bambaşka bir dünyaya ışınlanmışlık hissi, "beni bu anın içinden çıkarmaya kimsenin gücü yetmez" hissi.
ruhunla ve bedeninle mi yoksa sadece bedeninle mi sevistigine göre ciddi manada degisirir hissettiklerin..
birinde uzakta bile olsa , dokunamasan da sevisirsin delice , her zerren O ' diye yanarken bi bütün olursun seni kavuran hasretinle . su an gibi hissedersin her dokunusunu ; hem teninde hem yüreginde . ruhun özgürdür ama bedenin tutsak o an oldugun yerde. hani demis ya zatın biri "bulunduğun degil düsündügün yerdesin " diye ..
olmak istedigin yer yar'ın kollarıysa istedigin her an O'nlasın zaten hiç üzülme.
Basaramamıssan ruhunla ruhuna dokunmayi sonsuz bi aşkla , sevismekten , hatta seksten öte gidemezsin hic ugrasma . . .