az önce facebook da görünce hatırladım tekrar. baya uzun zaman olmuş. doğum günüymüş bu gün. hiç bir zaman öğrenmemiştim.
o akşam sanırım 3. 4. görüşmemizdi evine çağırdı. oturduk biraz. sonra odasına gittik. her şey gayet rutin ilerliyordu. bir ara sesler falan kesildi. ve anladım ki baya sessiz sessiz ağlıyor. tabi istemsizce duruyor insan.
neden diye soramadım o anda. aslında hiç bir zaman sormadım. benim yüzümden mi diye de hiç düşünmedim. olmadığı çok belliydi. beni o kadar da önemsemiyordu.
ağladı, durma dedi. durmadık. ağlaması da durmadı ama. giyindik.
kahve içerken sana anlatamadığım şeyler var, belki ilerde anlatabilirim dedi. ama ilersinin hiç bir zaman olamayacağını biliyordum beki de öyle umuyordu.
tamam dedim.
onu evinde bıraktım öyle, kalma bu gece dedi. eve döndüm.
seneler oldu hala o yüzü aklımda.
insanın karışık duygular içinde olduğunu gösterir.
inanılmaz bir zevk, inanılmaz bir intikam, akla hayale sığmaz bir şehvet, entrika, saflık, sapma, teslim olma, teslim alma, ıslanma, ıslatma, yetinmeme, yetmeme, çaresizlik, içe dokunma, içe akma, bir masala inanma, o masalın asla gerçek olmayacağını bilme.
adamla arasında 3 metre mesafesi varken başlanıp sonuna kadar devam eden martı sesleri ile ağlama sesinin karışımı garip sesler çıkartan kadınlarıyla,
mozaik sanatının her daim icra edildiği bir aksiyon çeşidi için :
hem duygusal hemde bedenen bir tatmin yaşamışsan eger karsılıklı olarak aşkının gözlerinndeki mutluluğu görmüşsen işte o anda hakim olamazsın gözyaşlarına.
(bkz: mutluluğun böylesi)