kadikoyden haydarpaşa'ya koşuyordum. gecenin son treni. zaten habersiz gelmişim herkesten. nefes nefese kaldım. haydarpaşa'yı da çok bilmem ki nereden bileyim. yanlış trene gidiyordum o görevliye sormasam. neyse adımımı attım içeri, 1 dakika içinde tren hareket etti. gecenin son treni. o kız için sadece. bir kac güzel ani yaşayabilmek icin. sonrasında anlatılacak yıllarca. olmadı gerci. yok o artık ama bak işte, anısı burda. ne temiz kalpliymisim de onlarca defa benzeri yalanlarla kaçıp kaçıp gitmeme rağmen hiç patlamamisim. kendimi seviyorum diyemem cok egoistce geliyor kulağa ama, aynı fedakarliklari yapabilecek birine ömür boyu aşık olabileceğimi söyleyebilirim sanırım. dertliyim be sözlük, bak yine gittim kaç yıl öncesine.
kadınlar için kuaförde işlerini bitirip aynaya baktığı an ve mağazada çok hoşuna giden bir kıyafeti denediği andır. seviyorum kendimi ya, denediğim her şey cuk diye oturuyor. bak bak nasıl da yakıştı. *
egonun tavan yaptığı anlardır. acayip zevk alırsın sen olmaktan, gurur duyarsın kendinle. herkes bilsin istersin bunu. hayatın çekilmez olan yüzünü tamamen unutur gururla atarsın adımlarını. ulan dünya gör işte bu karakter nelere kadir dersin içinden. bencillik gibi gelmez, çünkü çalışmış emek vermiş ve hak etmişsindir bunları. rakiplerinin acizliğini görür acırsın. yazık lan dersin kendi kendine. işte bu gibi durumlarda seviyorum kendimi ulan dersin. o anlar büyük başarıların ardından kendinle başbaşa kaldığın anlardır.
artık açık açık 'senden hoşlanıyorum' diyecek kıza soğuk davranıp kızı çıldırtmak, benden hayır çıkmayacağını anlayınca kendisinin açılmasına neden olmak kendimi sevdiriyor bana. salağa yatmak ve insanları sinir etmek güzel şey sözlük.
kavga esnasında sesimi yükseltmeden cümleleri devirmeden derdimi anlatabilip karşı tarafı psikolojik olarakta olsa çökertip arkamı dönüp bıyık altından gülerek yürüdüğüm anlar. Allahımm çok iyiyim yaa..