Seviyordum sizi:ve bu aşk belki
içimde sönmedi bütünüyle;
Fakat üzmesin sizi artık bu sevgi;
istemem üzülmenizi hiçbir şeyle.
Sessizce,umutsuzca seviyordum sizi,
Kah ürkeklik,kah kıskançlıkla üzgün;
Bu öyle içten,öyle candan bir sevgiydi ki,
Dilerim bir başkasınca da böyle sevilin. *
hani olur ya bazen dikenli hayat yollarinda umarsizda olsa ümitsizce olsa seversiniz birini. olmayacağini bilirsiniz, herseyi ezip gezen mantik yasalarinin saganaği içinize sirayet ettiğinden dolayi sadece kendi içinizde yasamisinizdir bu sevgiyi.
olmayacak düslerinizin basrol oyuncusu bu kişi olur. bu busesine, bir tebessumune gözünüzü kirpmadan acem mulkunu feda eylersiniz.
sarhos olurken, bir güzellik gördüğünüzde o kişiyle üleştirir hatta keske o da yanimda olsa ve görse dersiniz.
wendy balsam'a tutulan billy gibi caminin önünde beklersiniz umarsizca olsa. onun sizin içinizden sevmenizin bilmesinin yahut bilmemesinin bir önemi yoktur. zaten o kisi hissiyatinizi bilse büyü biter ve elektrik faturasi gibi kahredici ve bas agritici hayat zorunluluklarindan biri kategorosine girer.
geceler ve gündüzler boyunca düsünür durursunuz. bazilariniz kalemi eline alir ernest hewingway'in yaptiği gibi - bir nevi- silahlara veda romani kaleminden bir eser kalame alir ve evrensel ortak paydaya hediye eder falan filan....
gelgelim hayal ile düsün tezatliğindan olsa gerek, gülünce gözleri gülen, kendinizi kendisinden kendisini alamadiğiniz bir mahsun bakısı içinize dert salan kişinin ister istemez olmayacak - belki de fazla ideallestirmekten dolayi- bir ofsaytina maruz kalirsiniz.
işte o vakit kurdugunuz sirca sarayla tuzla buz olur ve elinize süpürgenizi alip faras marifeti ile çöpe yollarsiniz.
yapilan ofsayt haraket belki cok normal bir harakettir aslinda ama sirca saraylari yikmak için bir ufacik cakil tasi bile yeterde artar bile.
öyle ya da böyle hiç olmazsa keleklesen dünyaya karsi bir sirca saraylar insa etmenize vesile oldugu için bir hafifte sitemli ama cokta hüzünlü esasta ise iyi niyetli tesekkur babında puskin'in satirlari zihninizden gecer.
nedir yani isin astari insan hep realitede yasayacak değil ya biraz da mahi hülyalarda yasar. mahi hülya kurmayanlar daha dogrusu kuramayanlar ruya görmeyenler huzursuzlugu ile bunalim takilir ve en azindan serefine bugulu bardakta kaldiracaklari dulcineleri yoktur.
dulcineleri olmadiği için bunalim takilirlar ve idolleri hep bunalimcilar olur.
eh madem bu dünyada kisa bir süre olsa misafiriz bari hiç olmazsa develik yapacağimiza gerceklesmeyecekse bir düsler kuralim. kuralim da bari katlanmasini ögrenelim.
herkes sevemez Puşkin gibi dedirten muazzam şiirdir.
***seviyordum sizi***
seviyordum sizi ve bu aşk belki
içimde sönmedi bütünüyle.
fakat üzmesin sizi artık bu sevgi
istemem üzülmenizi hiçbir şeyle.
sessizce, umutsuzca seviyordum sizi.
bazen çekingenlik, bazen kıskançlıkla üzgün.
bu öyle içten, öyle candan bir sevgiydi ki
dilerim bir başkasınca da böyle sevili
*çeviri: ataol behramoğlu
***i loved you***
i loved you: perhaps this love
has not yet fully been extinguished in my soul;
but let it be of no further concern to you:
i do not wish to sadden you in any way.
i loved you silently, hopelessly,
tormented in turn by timidity and jealousy;
i loved you so sincerely, so tenderly,
as i pray god will grant you to be loved by another