--spoiler--
Yazı yazmak tehlikelidir. Ne yazarsan yaz, kaçınılmaz olarak iyi bir yazı insana ve hayata ait bir gerçeğe doğru yol alacaktır ve gerçeğin her zaman düşmanları vardır.
Gerçeğe değdikçe düşmanların artar.
Ama yazının hiç değişmeyen tanrısal bir dengesi de bulunur.
Düşmanların arttıkça dostların da artacaktır.
Sanırım bunun bir tek istisnası var.
Düşmanlarının artıp da dostlarının artmayacağı, seni haklı bulanların bile sessiz kalacağı tek bir konu.
Oraya yaklaşan herkesin, yasaklanarak, yargılanarak, işsiz kalarak bir bedel ödediği, insanlık cehenneminin alevlerini yüzünde hissettiği o çekici konu.
Kadınların cinselliği.
Kadınların aşklarını, acılarını,yalnızlıklarını, tutkularını, kızgınlıklarını hatta sevişmelerini anlatabilirsiniz.
Kırışan çarşafların arasında ayışığına batmış gibi terle parlayan bedenlerinin yay gibi gerilmesinden, sımsıkı kapanan kirpiklerinin ihtiraslı kıpırtılarından, derin bir kasılmayla birlikte açılan gözlerinde parlayan o karanlık ışıktan, bir yakarışı andıran iniltilerinden, bir yelpaze gibi açılıp sonra çelikten bir kapan gibi kapanan ince parmaklarından, kimsenin onların bildiğine bile inanmayacağı ve başka hiçbir yerde onlardan duyamayacağı ahlaksız sözcükleri fısıldayan boğuk seslerinden, bir yer sarsıntısıyla yarılan topraktan fışkıran sular gibi ani çağıltılarla yükselen çığlıklarından, hiç kimsenin onlara yapılabileceğine inanmadıklarının yapılması için yakarışlarından, gökyüzüne doğru yükselen bacaklarından, başlarını geriye atışlarından, dipleri terlemiş saçlarının yastığa yayılmasından, itaatkar bir masumiyetle yatağın içinde dönüşlerinden, öfkeli bir kraliçe gibi verdikleri sabırsız emirlerden, sıradağlar gibi birbirini izleyen bir dizi yarım çığlığın ardından son ve uzun bir çığlıkla sonsuz bir siyahlığın içinde kendilerinden kopuşlarından, sonra bazen bir iki damla gözyaşı bazen de sabah rüzgarı gibi ferah bir gülümseyişle, uyanmaya hazırlanan bir su perisinin mahmurluğuyla birkaç dakikalığına gözleri kapalı kendilerini yatağa bırakışlarından söz edebilirsiniz.
Bunlardan söz edebilirsiniz.
Kimse kızmaz size.
Ama bir koşula bağlıdır bu hoşgörü.
Bunları yaşayan kadın, her kimle bunu yaşadıysa o erkek onun aşık olduğu insan olmalıdır.
Affedilmeyecek olan, kadının bunları aşık olmadığı bir erkekle, sadece şehvetin şeytani buyurganlığına teslim olarak yaşamasıdır.
Onun, her duygudan bağımsız bir bedensel arzuya sahip olduğunu söylemek, bunu anlatmak, kadının hayatında şehveti aşktan koparmak affedilmeyecek büyük bir suçtur.
--spoiler--
aslında komık sonuçlar doğurabilecek bir harekettir. bayan kişisi bu durumda söyle düşünür.
"anaamm herif tozuttu, ne ateşli çıktı lan. Dur dur.. bu harekete karşılık bi atraksiyon yapmalı, ateşli bi hareket bulmalıyım. hatırla kızım izlediğin pornoları, ne diyodu ordaki hatunlar... heh evet;
- ıııımm ooo yeahh, fuck fuuckk fuuuckkk mee" *
ulan bakıyorum bakıyorum sol frame'e, sevişirken partnerinin iç çamaşırını giyen erkek diye okuyorum.
altına yazıldıkça yazılıyor, "lan ne fanteziymiş be" diyerek kendimden geçtim. yanlış okuduğumu farkettiğimde, müsrif bir sevişmeden öte gitmeyen bir durum odluğunu gördüm.
yırttık abicim yırrtık.
başlığın ilk kelimesinin manasını bilmeyen arkadaşlar çokça sanırım aramızda. sevişirken diyor arkadaşım sevişirken! sevişirken insan kendinden geçer, kendinden geçmeyen insan zaten sevişmiyordur; hayatının her anında ruhunu esir alan yapaylığını sürdürüp sevişiyormuş gibi yapıyordur. sevişirken sevgilinin iç çamaşırı da yırtılır, dudağı da ısırılır, terbiyesiz sözler de söylenir. o an normal bir an değildir. karşılıklı saat beş çayı içerken, durduk yerde sevgilisinin iç çamaşırını yırtan birinden bahsediyorsak haklı olabilirsiniz, ama sevişirken asla. bilincini de teniyle birlikte yatağa sokan insan sevişmesinde sevgiyi de, şevkati de, şehveti de yaşayamaz layıkıyla. sevişirken bilinç dışı; sırf arzunun derin siyahi bir isteke dönüşmesinden dolayı kontrolden çıkan davranışlar yargılanamaz, sorgulanamaz. biri yolda yürürken gelip sırtıma tırnaklarını geçirse insanlık dışı hayvan derim ama sevişirken yaparsa bunu ruhum okşanır, istenildiğimi, arzulandığımı bilirim. sevgilisinin sevişirken iç çamaşırını parçalayan bir erkek de sevgilisine onu ne çok istediğini, tutkusunun şiddetini içgüdüsel olarak göstermektedir.
neymiş insanlık dışı varlıkmış! ne sanıyorsun arkadaşım! iççamaşırını parçaladıktan sonra dalağını ısıracağını mı?
sevişirken yaşanan her şey dört duvar arasının özelinde, bazen sevginin, bazen salt şehvetin, bazen hayvansı güdülerin bazen de egoların esiridir. o anda yaşanan her şey karşılıklı ve tensel uyumla yaşanıyorsa mübahtır. bu reglken sevişmek de olsa, sevgilinin iç çamaşırını parçalamak da olsa, boşalırken ağlamak da olsa!
insanlar sevişir ve yaşadıkları her şey, zayıflıkları, rezillikleri, hataları ve doğruları insan oldukları için vardır ve kesinlikle hoşgörülmelidir.
iki sevişgen insan, seksi iç çamaşırları olan bir partner, sevişme anı ses efektleri veeeee carttt...
-naptın emre?
+hayatım..ııı...şeeyy.. sen devam et ya..
-öküz müsün arkadaşım ya?! bi kalk git allah aşkına, mağarandan yeni mi çıktın olm?
+ama esraaa, yani sen de giymeseydin.! kıhkıhkıh
-vazgeçtim seni sorgulamıyorum, kalk üstümü giyincem. nerde mal var beni buluyo zaten.!
+esraaaaa... *
-iğrençsin emre, görüşmeyelim. ayrıca la senza'ydı....!