şimdi ben bilgisayarımı, ayakkabılarımı, saçlarımı çok seviyorum acaba onlarda beni seviyor mu? kaygısı yok içimde. yani çok doğal bir şey gibi seviyorum.
önemli olanın 'sevmek' olduğunu anladığınızda, içinizdeki yangının söndüğü an. söyle buldunmu.? aradığın aşkı söyle yoksa yalnızmısın sen yine. benim gibi boynu bükük, gözü yaşlı tek başına.*
çok gece sabahlara kadar oturursunuz, kimi zaman sevdiğiniz insana kızar, sitem edersiniz neden beni sevmiyor diye, kimi zaman yerinde mutlu olsun ben sıkar giderim dersiniz. hep gecenin en derin sessizliğinde düşünürsünüz bunları, hatta o sessizlik hiç bozulmasın istersiniz, sessizliği bozan sabah ezanına bile küfredersiniz. Ezan sesine inat bir keman konçertosu koyar, bir duble daha doldurursunuz kadehinize, şimdi olduğu gibi..
büyük acıdır, taaa içerlerden acıtır. dostlar için acıklı; düşmanlara karşı kocaman bir açıktır. Tüm gün uyursunuz, size zevk veren fazla birşey kalmaz. yatağa yüz üstü yattığında sadece kendi kalp atışlarını duyarsın; bu yalnızlığın da sesidir aynı zamanda. Gülecek olsan aklına gelir birden susarsın. Yüzeyelleşir herşey. Rüyaların bile monotondur artık, kimseye anlatma ihtiyacı duymazsın ve insanlar seslenince de duymazsın. hastalar gözünde palavracı olur da kırdığın kalpler için üzülür durursun. istedigin kadar kendinle barışık ol; bu başına geldiğinde ilk nefret ettiğin sen olursun ve gözünde büyür dünya ne kadar aciz olduğunu anlarsın ve bir gün gelip de O'nun da herkes gibi olacağından korkarsın.