o ince çizgide; aşırı fiziksel temas, anlamsız sevgi sözcükleri bulunur. sevimli insan sohbet esnasında anlatmak istediğini canım, cicim olmadan da anlatır, yavşak insan bu canım ın başına "anladın mı?" koyar.
"anladın mı canım?" diyip, bi de elini anlamsız bir temasın parçası yapıyorsa, çizginin ardındaki sevimliye el sallama zamanı gelmiştir. hoşgeldin yavşak, güle güle sevimli.
Yavşak adı üstünde yavşar. Övmeler, iyice içine düşmeler filan. Sevimli biraz daha kendine sevimlidir. Konuşması cicimsi hallere bürünmesi ama herşeyi kendi çemberi içerisinde yapması.
Sanırım delilik ve dahilik arasındaki çizgiyle kıyaslanabilir. ikisi de çok ince çizgidir.
yapıldığında sevimli kategorisine giren hareketler çoğunlukla tam yerinde ve zamanında yapılır. fakat aynı hareketler yersiz, zamansız, sürekli, vıcık vıcık, salyalar içinde, piiiis, reziiiil, komplexliii bir şekilde yapılınca yavşaklık boyutuna geçer.
bu çizgiyi anlamak çok basittir. zira sevimlilik doğallıktan gelir bir art niyet barındırmaz. yavşaklık ise çıkar ilişkisi üzerine kuruludur, yapmacıktır.
algılayabilene gayet kalın bir çizgidir aslında.
sevimlilik samimiyet kaynaklıdır, rahatsız etmez.
yavşaklık ise samimiyetsizliğin daniskasıdır, rahatsız eder ve haddini bilmez.
sevimlilik içten gelen bir şeydir. kiminde vardır kiminde yoktur. bazen en aptal hale bürünse bile kişi sevimliyse sevimlidir değişmez.
bir de bunlara özenip aynı ilgiyi görmek isteyenler vardır. çabaları her ne kadar takdire şayan olsa da erkin koray'ın dediği gibi olmayınca olmuyor. daha çok yavşak gibi görünürler.