Askerde epey bir bunalima girmistim. Sivil hayatta geride biraktiklarimdan darbe yiyince ne kadar siktir et desem bile koymustu. Ustune askerde yasananlar eklenince telefonun basina gecip babami aradim.
Baba dedim "insan gormeye dayanamayrum"
Oglum neden lazlar gibi konusuyorsun sen hayirdir dedi o da. Ne bileyim baba, bascavusun sivesi cok tatli gelmeye basladi dedim.
Adam endiselenmis, nerelere ozel izinlerle beni gormeye gelmisti iki gun sonra.
Karsiliksiz sevilmenin ne demek oldugunu orada o an babami bana bakip gulumserken anlamistim.
kimse kimseyi insanin ailesi gibi sevmiyor.
bu konuyla ilgili su ornegi verecegim. daha anlasilir olmasi dilegiyle.
ıssız bir çölde tek başına olduğunu düşün, o sıcakta yol alıyorsun ve çok susadın... o kadar susadın ki, vücudundaki ter bezleri bile kurudu susuzluktan, ter üretemez hale geldi. ya su bulucaksın ya öleceksin. bulamadığını anladın. kendini doğanın zalım ellerine bırakmak üzeresin. heh, işte tam o anda ansızın gördüğün bir nehir gibi istemsizce mutlu olursun. ona doğru koşar ve suya dalarsın. serap olmadığını öğrenirsin ya. işte o zaman o mutluluğun iki katına çıkar. işte sevilmek de böyle birşey dostlar...
bilmediğin için tereddütlere düşmek ve hırçınlaşmaktır. anlayabilen olursa ne ala. en içerdeki korkularını, tedirginliklerini, istemsiz yere tir tir titremelerini, bir gören olabilirse ne aladır.
Sevilmek güzeldir.
Ama sevdiğinden az sevilmek ya da sevdiğinden çok sevilmek diye iki şey vardır ki hiç yaşanmamalıdır. Ikisi de canını yakar insan evladının.
Hep güzel bi his olacağını düşünürdüm geçtiğimiz yaza kadar. Ama sonra gördüm ki o sevme tutkusu ilişkiyi ayakta tutan şeymiş, tek taraflı sevgi ilişki için yetmiyormuş. Mantık insanı olmayın, aşk insanı olun.
başlık aklıma anneannemi getirdi. anneannem çok huysuz bir kadındı. her şeye sinirlenir, kimseyle duygusal bağ kurmaz, çocuklarına bile sevgisini göstermezdi.
bir gün oturdu bana hayatını anlattı. daha 5 yaşındayken annesi onları bırakıp başka bir adamla kaçmış. babası da erken yaşta ölmüş. 4 kardeş yoksulluk içinde büyümüşler. sonra dedemle ( amcasının oğlu) evlenmiş. dedemi de hiç sevmemiş. huysuzluğunun nedenini işte o gün anladım.
acıdır biraz iç burkar. bi gün bi kadının sevgisini alır bi erkek büyük ihtimal bi kadında bi erkeğin. ama aile sevgisini baba anne sevgini bilmemek çok acıdır.
kazağını koklayıp bak bu baba diyip hiç sarılamamak apayrı bi acıdır.