bugün

Sevilde sevme aglama ağlat yoksa zehrolur bu tatlı hayat. Diye devam eden şarkıyı yazan şair ne kadar da manidar bir söz yazmış.
bilmesi insanı mutlu eder.
Sev beni uçur beni fuck me me me me.

(bkz: hahahaha)
ne güzel bir duygu.
Güzeldir ama herkese nasip olmaz.

Şerif'e gelince, mutlu olmak ve sevmek için bir milyon neden var diyen; bilal'e bir neden bulamayıp terk edişini tek kelimeye sığdıran ahu'ların dünyası bu.

görsel

https://youtu.be/WdwQdjnXBns

https://youtu.be/PRcN2FAcj2I
Özlenen.
sınırlarıma girilmesinden hiç hazzetmem.
tıpkı bir kediyi biraz yemek karşılığı sevmek gibi bir süre sonra sıkılıp pati manyağı yapar.

çünkü sevilmek sıkıcıdır.
sevmek eğlenceli.
bugune kadar hic hissedemedigim duygu. birinin beni sevdigini hissetmek icin pek cok seyimi verirdim. insan eksikligini hissediyor.
Gece daha yeni başlıyor diyen kimse yok.
Havada süzülüyormuşsunuz gibi hissettirir.
Müzisyen, sporcu, dövmeci, motorcu, yakışıklı, ahkam kesen, fırlama tiplerin kadınlardan tattığı duygu. Tabi biz robotuz ya sevilmesek de olur. O kalp de süs diye duruyor. Boşverin, kırın siz.
Akabinde seks başlar.
hotchner, kendine acımayı bırakıp eyleme geç, kadınlar uçsuz bucaksız ummandır.
arkaadaslar sevimediginizde bunu kisisel bir mesele haline getirmeyin.
bu cok keyfiyata kalmıs bi sey gercekten.
beni seven adamlar da oldu, sevmeyen adamlar da oldu. olagan seyler bunlar.
her gore gozler, herkese gore kulaklar, herkese gore dudaklar degiliz hicbirimiz. ama en ozel bizi bulan biri de hep olacak. bu isler boyle.

gunlerden bir gun ben private sozlukte yazarım.
bi cocuk mesaj attı. bilkent uluslarasında okuyormus.
o donemler mesajlara cevap yazardım. bundan 20 sene evvel.
velhasılı konusmaya basladık. her hafta mesajlar gelip gitmeye basladı.
kankayız. bi gun dedi ki "kızım ben bi gun annemi babamı alıp senin kahveni icmeye gelicem, gorursun"
ben sakaya vurdum tabi, arkadasım olarak goruyorum.

bir gun telefon caldı:
-ankara dan istanbul a seni gormeye geldim. nerde bulusalım?

velhasılı bulustuk bizim evin ordaki bi cafede. cicekle gelmis romantik prens bana dedi ki:
-ben senin ruhuna asık oldum. beynine asık oldum. huyuna asık oldum. seni daha evvel gormemistim. bu kadar guzel oldugunu bilmiyordum.

velhasılı inanın bilmiyorum neden ben o elektirigi alamadım, arkadas olarak devam ettik.

aradan bir iki sene gecti. gene private sozlukte bi cocukla mesajlasmaya basladık. ody iktisat ta okumus. bana hayatımda aldıgım en romantik ve edebi mektupları yollamaya basladı. boyle birkac ay telefon gorusmeleri, mesajlar, mektuplar geldi gitti. yazmaya acayip yetenekli romantik biri.
bir gun dedi ki ankara dan seni gormeye istanbul a gelicem, nereye geleyim.
geldi, adını koyduk, ve istanbul a tasındı benim icin. 3 sene suren sevgililik.

inanın ilk adamla neden olmadı da ikincisiyle oldu en ufak fikrim yok.
ilk adam da o kadar beyfendi, o kadar akıllı ve kulturlu, o kadar tatlı bir adamdı ki..

dedigim gibi sevmek meselesi son derece keyfiyata kalmıs bi sey.
kendinizde eksik aramayın.
aşk için gerekli olan durum.
mesela istemek ifadesinin ne kadar saçma ve sahte olduğunu anlıyorum artık.
senin hayalini kurduğun insanlar seni yok sayınca geriye ne aşk kalıyor ne de seks.
sadece birbirimizi görmezden gelip öfke duymayı öğreniyoruz.
çünkü herkes ezberlemiş ya da kanunmuş gibi hep aynı ve belli tiplere kalbini ve yatağını açıyor.
bizim suçumuz ne bu durumda ?