aptaldır belki, ondan anlamıyordur *. o zaman ey sevgili, sen ne diye oyunlara girişiyorsun. yazık değil mi karşındaki adama ya da kadına. açık açık söyle sevmediğini. o zaman da anlamıyorsa, kendinde senin haketmediğin bir şeyler taşıyordur. bırak öyle mutlu olsun o da.
işi zor sevgilidir. hep beklenti, hep umut, hep hayal kırıklığıyla yaşar. sevmediğini anlatamayanın vicdan azabı da çekilmez iştir. iki ucu boklu değnek velhasıl..
her defasında sevmediğini anlatanın bir yerlerini tavan yaptıran durumdur. sanki o zavallı bir kere deyince anlamamıştır. bal gibi de anlamıştır ama kalbine anlatamıyordur sadece. *
zamanında çok sevilmiş ve bu sevginin biteceğine hiç ihtimal vermeyen kişi olabileceği gibi, o sevgiyi kaybettiği gerçeğiyle yüz yüze gelince, savunma mekanizması devreye girmiş kişi de olabilir. anladı aslında o, anladı.
algisi sevilmedigi gercegine kapatilmis, aksini ise icinde puruz birakmaksizin benimsemis, ruhunu korumaya almis sevgilidir. ruhunun korunma duvarini asmak ve bunu kabullendirmek biraz zaman alir.
bu yuce ve hastalikli duyguyu kabullendirmek icin yureginden o cicegi koparmak gerekir. ne kadar cani acirsa o kadar kolay kabullenir ama hic bir terkeden yada uzaklasan sevgili bu kadar can acitmaya cesaret edemez. bunun da basit bir sebebi vardir aslinda sucluluk duygusu ve kalp kirmadan mutlu mutlu ayrilma istegi. oyle sivisircasina, elini etegini silkip gitmek isteyen sevgilinin, etegine dolanan sevgili tipidir bu.
sadece kendini düşünen sevgilidir. anlar fakat o öyle mutlu olur, karşısındakinin ne düşündüğü çok da önemli değildir. siz bırakana kadar da sizi bırakmayı düşünmeyecektir çünkü cesareti de yoktur. bir çeşit asalaktır.
karşı taraftan açık açık artık seni sevmiyorum cümlesini duymak isteyen sevgilidir. öyle ya beraber vakit geçirdiğiniz insan o kadarını hakettiğini düşünüyordur. kendisi azap çekerken sizin de biraz rahatsız olmanızı istiyordur.