zordur dostlar...
hele canından çok sevdiğin bir insan tarafından sevilmediğini anlarsan...
hele evlendikten sonra hayatını adadığın kişi tarafından sevilmediğini anlarsan...
hele uğruna herşeyden vazgeçtiğin kişi tarafından sevilmediğini anlarsan...
zordur dostlar, çok zordur...
insanı üzer, kalbini sıkıştırır,
önce yok canım dersin, sen kendi kendine evhamlanmışındır, sen onun için öl dese ölecek, istediği herşeyi yapan birisindir...
sana sürekli "seni seviyorum", "sensiz yapamam", "ne olur beni bırakma" dediği kişisindir...
"ne olur beni bırakma", "beni aldatma"...
için için düşünürsün, iyi ama neden bunları bana söylüyor?
ben onu bu dünyadaki herşeyden çok seven kişi olarak nasıl onu bırakabilirim?
ben gözüm ondan başkasını görmezken nasıl onu aldatabilirim?
ve en sonunda anlarsın ki...
o dediği sözler esasında kendi içinde bastırdığı düşünceler...
ama bunu anladığında senin için artık çok geçtir...
aslında sen onun için önemli değilsindir, onun sevgisine sahip değilsindir.
sadece onun hayatta şu an için tutunabildiği bir dal, kendini daha iyi hissetmesini sağladığın bir platformsundur...
sonra ne olur?
önce kendini sevdirmeye çalışırsın, iki kat ilgi, iki kat sevgi gösterirsin...
şımarır, iyice hayatı çekilmez yapar...
sonra asabileşirsin, ona bir zarar veremeyeceğin için kendini yer tüketirsin...
umursamaz, ne halin varsa gör der...
üzülürsün, sineye çekersin ve...
terkedileceğin günü beklersin,
her gün acı çekersin...
zordur dostlar, zor...
hemde çok zor...
hayatta ne kadar yalnız olduğunuzu anladığınız b.ktan ve hayatta kendi ayakların üstünde ne kadar kuvvetli durabileceğinizi de gösterir zamanlardır. gerçekler acıdır ama acıyada alışmamız lazım.
zamanla geçer ve bu zaman hızla gelir.. bu nedenle kendinizi çok kahretmeyin.. kimse vazgeçilmez değildir.. bir de etkisi yaşa orantılıdır.. 2o yaşında bunu anlarsanız dağılırsınız ama 30 yaşında bunu anlarsanız toparlanırsınız..
histrionik kisilik sonucu oluşan ve kişinin daha çok sevilmek istemesine sebep olur. ne yani herkes seni sevecekmi? herkesin seveceği bir isnan olmak için çabalarken, kişiliğiniz bozulur ve bunu bir yaşam biçimi haline dönüştürürsünüz. bu, başkaları için yaşamak nerdeyse eynıdır. başkalarının istekleri, sevdiği şeyler, onların istediği gibi bir isnan olma... yani aslında beni sevsinler diye uğraşırken, kendin olmaktan çıkarsın. dedim ya, bu bir kişilik bozukluğu.
oysa duruşun, karakterin sağlam olsa ve o şekilde takdir görsen gerçekten sevilebilir insanlar. oynamaya çalıştıkları rollere de uyum sağlamak zorunda kalıp kendilerinden geçmezler.
seviyorsan herşeyden çok seni en çok acıtandır eğer sevmiyorsan anlamsızdır belki biraz hayal kırıklığı kadardır.. (bkz: bu şarkı sevenler için gelsin) ahh ah kötüyüm dostlar çok kötü..
daha yolun başında, hatta yola çıkmamış sayıldığınız 20 li yaşlarda olursa bu, çok sağlam bir biçimde soğursun insanlardan, hayattan.zamanla katılaşırsın, alışırsın buna. ama geçen zamandan daha çok acıtır canını bu, aklına her gelişte yakar ruhunu.sevmeye yabancılaştırır, kötüdür her yönden.
başta seviliyorsunuz sanıyorsunuz ya hani ama içinizde de bir his oluyor inceden 'gerçekten seviyor mu hissi' işte bu his aslında sizin tamamen yıkılmanızı engellemek için vardır yine de yıkılır insan, ağzında bira tadıyla, kokusuyla aylar geçirirsiniz, gerçeği öğrendikten sonra, her şey hızla değişir ama unutmamak lazım gün gelir yine biralı bir akşam aşık olursunuz, sevilirsiniz belki de yine aldanıyorsunuzdur ama bu hisse yabancı değilim diyerek, kolonyalı mendil emip kaybedersiniz o bira kokusunu da, tadını da, alkolle kirlettiğiniz hayatınızı yine alkolle düzeltmiş olursunuz, gelir geçer. belki yine gelir hiç geçmez.
aylarca sana aşığım diyen kişiden seni sevmiyorum cümlesini duyulduğunda anlamaktır. aslında seni sevmiyorum demeden önce de hissetmektir ama korkulan gerçekten kaçmaktır. ben türkçeyi unutmak sevilmediğini anladıktan sonra.
her halinden anlarsınız yok bakışı yok şuyu buyu değil, her haliyle belli eder. ama iyidir anlamanız her bitiş yeni bir başlangıçtır. aynı sayfada çok takılmamakta gerekir, ne demişler turn the page..