ispanya'nın gezilesi-görülesi büyük kentlerinden biridir. hem şehir hayatı, hem tarihi doku olarak caziptir. ayrıca şehrin ünlü futbol takımına taraftarının muhabbetini ilginç anekdotlarla kısa sürede gözlemleyebilirsiniz (mesela alışveriş yaptığım souvenir dükkanının sahibi o esnada sevilla takımının eşyaları nereden bulunur diye sorulunca kendi dükkanının işini sallayıp hemen onu tarif etmeye koşmuştu. * )
ispanya da endülüs bölgesinin içinde bulunduğu şehir, koca ülkenin sanat merkezi denebilir, flamenko dansının doğduğu yerdir ayrıca; sevi'ya şeklinde okunur *.
ispanya nın orta sınıf takımları ile real madrid ve barcelona gibi üst sınıf takımları arasında gidip gelen ve bundan zevk alan futbol takımı. ayrıca harika bir alt yapısı ve gayet başarılı bir scout kadrosuna sahiptir.
uludag universitesinde bir zamanlar varolan,lezzetli ve ucuz yemekleriyle ozellikle egitim fakultesi ogrencilerine mekan saglayan kafedir. su an yerinde garanti bankasi ve kirtasiye bulunmaktadir.
ne topçuları var bu adamların, dani alves olsun luis fabiano olsun, capel olsun, jesus navas olsun; izlerken gerçekten çok keyif alıyorum. fenerbahçe maçları dışında izlerken "lan topu atsana capel'e" derken fenerbahçe maçlarında "aman lan şu navas'a aldırmayın top" dedirtecek cinsten hem de.
top, yani futbol oynamak değil adamın amaçları, çirkeflik yapıp rakibin sinirini bozmak. lan ayağına top alınca önünde duracak adam yok, ne diye atarsın kendini yere karı gibi.
sevilla fener'e elenmeseydi daha ilerlerdi gibisinden birkaç duyum almıştım zamanında. feneri eleseler bile hiçbi sikime ulaşamazdı bunlar şampiyonlar ligi'nde. adamların aklında top yok ki, kibir var. iki yılın uefa şampiyonluğunun, barcelona'ya atılmış 4 golün, süper kupa'nın kalkıklığı var adamın götlerinde.