sana bakmak
bir beyaz kağıda bakmaktır
her şey olmaya hazır
sana bakmak
suya bakmaktır
gördüğün suretten utanmak
sana bakmak
bütün rastlantıları reddedip
bir mucizeyi anlamaktır
sana bakmak
allah’a inanmaktır.
Uçuruma dönük kapılı evler yap.
Pencerelerinde bekle beni
Her sabahı beklediğim gibi.
Biraz daha aç sesini nakaratların.
Yaptığını düşün,
Yapmadıklarını.
Çünkü;
Ben Vazgeçtim...
ve güldün rengarenk yağmurlar yağdı
insanı ağlatan yağmurlar yağdı
yaralı bir ceylan gözleri kadar sıcak
yaralı bir ceylan kalbi gibi içli bir sesin vardı...
saçların dikildi karşıma
bir sokak köşesinde.
her telinde
parmaklarımın izleri parlıyordu.
benzersiz kokunu alıyordu kıvrımlarından rüzgar.
gözleri doluyordu
saçlarına bakan kedilerin.
her biri bir kenarda
darmadağın,
çömelip kalıyordu, yutkunuyordu
rengi kaçıyordu pencerelerde perdelerin.
nereye yürüdüysem
bakışın, duruşun, sesin.
anladım söndürmeliyim tutuşan yüreğimi,
kendimi yakmış olurum
yakarsam bu şehri.
çünkü sen her şeyinle bendesin.
Nurullah GENÇ / sensiz kalan bu şehri yakmayı çok istedim.