Önceleri hiç bilmediğim adını, şimdi binlerce defa tekrarlıyor dudaklarım
Gün oluyor bir tabloyu seyredercesine mutlu heyecanlarla doluyorum karşında
Gün oluyor eski bir yunan heykelin ölümsüz güzelliğiyle büyülüyorsun beni
Gözlerin gözlerime takılınca güçsüzlüğüm aklıma geliyor
Beni sevmediğin sevmeyeceğin
O zamanlar öylesine yıkılıyorum ki bilemezsin.
Sağ kalmak istiyorsan doğrularını yaşa pars
Caddenizde mahallenizde sokağınızda pars
Sesleri yükselir mars olur dayattığınız tarz
Ölmek istiyorsan yanlışlarının infazı pars (bkz: rap te bir şiirdir)
Gözler ki, birer parçasıdır senden ilah’ın
Gözler ki, senin en katı zulmün ve silahın
Vur şanlı silahınla, gönül mülkü düzelsin
Sen öldürüyorken de, vururken de güzelsin!
ne yanar kimse bana ateş-i dilden özge
ne açar kimse kapım bad-ı sabadan gayri fuzuli
fuzuli söylenmiştir denilebilir, ama fuzuli mahlasımı fuzuli koydum çünkü cahiller, fazladan söylemiş deseler de arifler bunun fazilet kökünden geldiğini bilirler.
(bana gönül ateşimden başka yanan (acıyan) yok, kapımı sabah esen rüzgardan başka çalan yok..
gözlerimde parıltısı bakır bir taşın
kulaklarım komşuların ayak sesinde
varsın yine bir yudum su veren olmasın
baş ucumda bir bana "su yok" desin de..
kemalettin kamu