''sana durlanmış kelimeler getireceğim
pörsümüş bir dünyayı kahreden kelimeler
kelimeler, bazısı tüyden bazısı demir
seni çünkü dik tutacak bilirim
kabzenin, çekicin ve divitin
tutulduğu yerden parlayan şiir.''
Başım köpük köpük bulut
içim dışım deniz
Ben bir ceviz ağacıyım
Gülhane Parkı'nda
Budak budak
Şerham şerham ihtiyar bir ceviz
Ne sen bunun farkındasın
Ne polis farkında.
ne zaman ayakta kalsam acemi şansı diyorlar
iki yanımdan iki melek tutarken omuzlarımdan
şans ne arar göçüp duran bir kalbin kuytusunda
şimdi herkesten yeni bir bakış bana bağışlanan
gözbebeklerimden geçerken kara bir tren
ben büyük bir firarı hâlâ trenlere yakıştırıyorum
göçüyorum kara bir duman çıkarken kalbimden
göçüyorsun bu ne yaman kırılganlık diyerek
göçüyoruz dünya böyle kırıla kırıla dönerken.
sonra aramıza şehirler girecek,
hiç karşılaşmayacağız.
tesadüfler bile bir araya getiremeyecek.
sonra da belki birimiz öleceğiz,
diğerimiz hiç bilmeyecek.