bugün pazar.
bugün beni ilk defa güneşe çıkardılar.
ve ben ömrümde ilk defa gökyüzünün
bu kadar benden uzak,
bu kadar mavi,
bu kadar geniş olduğuna şaşarak,
kımıldamadan durdum.
sonra saygıyla toprağa oturdum,
dayadım sırtımı duvara.
bu anda ne düşmek dalgalara,
bu anda ne kavga, ne hürriyet, ne karım.
toprak, güneş ve ben
bahtiyarım.
Yarin dudağından getirilmiş bir katre alevdir karanfil.
Gönlüm acısından bunu bildi.
Vurulmuş gibi yer yer
kızgın kokusundan kelebekler
gönlüm ona pervane kesildi.
boynunda bir yer vardır ben bilirim,
ne zaman oradan öpsem
değişir gözlerinin rengi
yanar dudakların, terler avuçların
dökülür kapkara aydınlık gibi
omuzlarına saçların
Sevdiğin kadar sevileceksin.
Güneşin doğuşundadır doğanın sana verdiği değer
Ve karşındakine değer verdiğin kadar insansın.
Bir gün yalan söyleyeceksen eğer;
Bırak karşındaki sana güvendiği kadar inansın.
Can Yücel
iyi ki bilmiyor kalabalıklar;
Yağmura bakmayı, cam arkasından.
insandan insana şükür ki fark var.
Birine cennetse, birine zindan,
iyi ki bilmiyor kalabalıklar.
'ben seni severim belki de rabbim buna hazır değil.
her şeyin güzelini sever o ideal birliktelikler ister
seninle benim yan yana oturacağımız çekyata
ne ilahi adalet sığar ne de diyalektik..'
Ah yolculuk yolculuk
Ne kadar baygın soluk
O gün bizde bet beniz
Ve ne titrek kalbimiz
Ve eşyamız ne küskün
Yola çıktığımız gün
Bir sıraya dizilmiş
Gözyaşlarını silmiş,
Bakarlar sinsi sinsi
Niçin o anda hepsi
Bir kuş gibi hafifler
Arkandan geleyim der... (Üstad Necip Fazıl)
Yani, öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı,
Yetmişinde bile, mesela, zeytin dikeceksin,
Hem de öyle çocuklara falan kalır diye değil,
Ölmekten korktuğun halde ölüme inanmadığın için,
Yaşamak yanı ağır bastığından.
Biraz sonra asmaya götürecekler beni
Biraz sonra dalımdan koparıp öldürecekler beni
Hoşçakalın sevdiklerim
Dört mevsim yedi kıta mavi gök
Bütün doğa hoşçakalın
Hoşçakalın sevdalılar
Çocuklar üniversiteliler genç kızlar
Sonsuz uzay gezegenler ve yıldızlar
Hoşçakalın
Hoşçakalın senfoniler oyun havaları
Sevda türküleri ve şiirler.
Bildirilerimizin ve seslerimizin yankılandığı şehirler
Dağlarında yürüdüğümüz toprak
Yalınayak eylem adımlarıyla geçtiğimiz nehirler hoşçakalın
Hoşçakalın ağız tatlarım
Sıcak çorbam çayım sigaram
Havalandırma sıram banyo sıram kelepçe sıram
Parkamı kazağımı eldivenlerimi ayakkabılarımı
Ve kalemimi ve saatimi
Ve kavgamı bıraktığım sevgili dostlar
Hoşçakalın hoşçakalın