sevilen pasajlar

entry5 galeri0
    5.
  1. ' Faşizmi tehlikeli kılan, moleküler ya da mikropolitik iktidarıdır, çünkü faşizm bir kitle hareketidir: totaliter bir organizmadansa, kanserli bir bedendir. Amerikan sineması bu moleküler odak noktalarını sık sık tasvir etmiştir: takım, çete, tarikat, aile, kasaba, mahalle vs. faşizmleri, hiç kimseyi esirgemez. Dünya çapındaki sorunun cevabı sadece mikro-faşizmdedir: Arzu, neden ve nasıl, kendi bastırılışını arzular? Kitlelerin edilgin biçimde iktidara boyun eğmediği muhakkaktır; mazoşistçe bir histeri içinde, baskı altına alınmayı “istedikleri” de yoktur; ideolojinin büyüsü altında kandırılmış da değillerdir. Arzu, zorunlu olarak moleküler düzeylerde birbirine bağlanan karmaşık asamblajlardan; duruşları, tavırları, algıları, beklentileri, gösterge sistemlerini vs. halihazırda şekillendiren mikro-oluşumlardan asla ayrılamaz. Arzu, hiçbir zaman, ayrımsız bir içgüdüsel enerji değildir; etkileşimlerle dolu, son derece gelişmiş, tasarlanmış bir tertibin ürünüdür: Moleküler enerjileri işlemden geçiren ve arzuya potansiyel olarak faşist bir belirlenim kazandıran koca bir akışkan parçalılık söz konusudur. '
    0 ...
  2. 4.
  3. ahzab - 50.
    Hangi kadinlarin peygamber efendimize helal oldugunu uzun uzun anlatiyor. Sonucta evrensel bir bilgi.
    0 ...
  4. 3.
  5. ''Ondokuzuncu Yüzyıl’ın imzasını bulmayı umuyordu. Onun için önemli olan, ’anlatım bağlamı’ydı: Sergilenmesi gereken, kültürün ekonomi açısından doğuşu değil, ama ekonominin kültürdeki anlatımıdır."HANDE Oynar’ın röportajındaki bir soruyu Elif Uras şöyle yanıtlıyor:"Hande Oynar: işleriniz ne yöne gidiyor? ’Panorama Pasajı’nın diğer ucu nereye çıkıyor? Bir önceki serginizden bu yana hayatınızda, tekniğinizde, bakış açınızda neler değişti?Elif Uras: Panorama Pasajı’nın bir ucu ünlü Alman düşünür ve kültür eleştirmeni Walter Benjamin’in ’Pasajlar’ kitabına uzanıyor. Benjamin 19. Yüzyılın Başkenti Paris isimli yazısında şehrin dokusunu değiştiren ve modern hayatın sembolü olarak gördüğü pasajlardan bahseder. Pasajlar Benjamin için bir nevi nesneler dünyasıdır; renkli, ışıklı düş dünyalarıdır. Aynı zamanda Benjamin, pasajlarda panoramik geniş açılı resimlerin de gösterildiğini anlatır. ''
    2 ...
  6. 2.
  7. "piçler hiçbir serveti yeterli bulmaz. milyar dolarların en hızlı biçimde nasıl tükenebileceğini bildiklerinden hiçbir miktardaki para onlara hayat boyu garanti duygusu vermez. dolayısıyla ceplerindeki paranın miktarını asla önemsemezler. çünki hiçbir zaman yeterli değildir. az yetersizle çok yetersiz arasındaki fark ise siyah etiketli johnnie walker la ucuz fıçı birası arasındaki tat farkı kadardır. ilk kadehlerde ayırtedilebilen ancak sonrasında gelen sarhoşlukla buharlaşan tat farkı kadar."
    2 ...
  8. 1.
  9. ' üstümüzdeki gök kubbeleşmiyor mu? altımızdaki yer sapasağlam durmuyor mu? yıldızlar bize dostça bakarak yükselmiyor mu? ben, kendi gözümle senin gözüne bakmıyor muyum? evrendeki her şey insanın kafasına ve kalbine etki etmiyor mu? ve her şey sonsuz bir ilahi sır halinde yakamızda dolaşıp durmuyor mu? eğer kalbini tüm bu saydıklarımla samimi olarak doldurup bu duygularla mutlu olabiliyorsan, bunun adına ister şans, ister gönül, ister sevgi de ne fark eder? hepsi aynı şey değil mi? ben ona bir isim bulamıyorum. bence duygu her şeydir. isim ise boş bir gürültü ve göğün güzelliğini ışığını sislendiren basit bir dumandır. '

    ’anlatım bağlamı’ budur.
    6 ...
© 2025 uludağ sözlük