ilgi duyduğumuz, beğendiğimiz, aşık olduğumuz kişilere ait detaylar.
kısa boyluydu ama asla bunu kendine sorun etmezdi. özgüveni yüksekti.
topuklu ayakkabı çok yakışırdı ama ben sevmediğim için giymezdi.
hep filmlerdeki gibi bir aşk yaşamak isterdi. yağmur altında yürümek veya yağmur yağarken kucağıma alıp kendi eksenimde dönerek ıslanmamızı isterdi.
sinirliydi, sinirlenince ağzından nelerin çıkabileceğini tahmin etmek çok zordu.
koklayarak öperdi. boyu yetişmediği için kaldırımın üzerine çıkardı. dakikalarca boynumu kokladığı zamanlar olmuştur.
güzel düz saçları vardı ancak alnı çok genişti. bir de saçları çok çabuk yağlanıyordu. bu yuzden sık sık saçlarını yıkardı. esmer olduğu halde saçlarını sarıya boyatmıştı. kendisi de beğenmemişti o halini. ibrahim yattara'ya benzemişti. allahtan tez zaman da eski haline getirdi saçlarını.
demode kömür gibi saçları, grimsi gözleri ve o gözlerden süzülen sıcacık kendinden emin bakışları vardı.
bembeyaz tenine oturan dudakları ve o muhteşem gülüşünü sergilediğinde sivrileşen çenesi...sol kaşının üzerinde ufak 'ona özel' bir beni vardı ve içinde benim olup-olmadığımı bilmediğim bir kalbi...
Sola dayalı çarpık gülüşü, dişlerini göstermeden gülerse sol yanağı fazla çukur olur.
Konuşurken ağzını fazla açmaz ön dişleri gözükür sadece. Tavşan zaten.
Köprücük kemikleri nefesini hep tutuyormuş gibi dışarda, çok dışara.
Çok ders çalışınce zaten çekik olan gözleri iyice kaybolur. Az uyuyunca da.
Hiç uyumazsa teni daha da beyazlaşır, saçları daha da dalgalanır.
Traş olmadığında çok rahatsız olur ama kirli sakalın kendine yakıştığını bilir.
Hiç kahkaha atmaz. Sadece hafifçe gülümser.
Bir şeyle uğraşırken başka bir şey anlatmaya kalkarsam hiç dinlemez, yokmuşum gibi davranır.
Beyaz v yaka tişörtü çok yakışır zaten o tişörtü çok sever. Ama en çok gömlek giymeyi sever, yeşile bayılır.
Konuşurken kafasını öne doğru hafifçe eğer hep.
Yan yan bakmayı da çok sever. Öyle bakarken bir de alttan alttan gülerse beni öldürebileceğini de bilir.
Ailesi vardı sözlük. Mutlulardı da üstelik. Dahil olacaksın bize, babam sana da yeter derdi. Babası vardı, sahici olanından.
Gözleri birde, iddia ederdi kahverengi diye, değildi. Sadece benim görebildiğim başka bir rengi vardı gözlerinin.
Şimdi herkese kahve bakıyor, şimdi sadece kahve görüyorum.