ilgisiz tavırlarından sıkılıp özensizliğinden yorulmakla başladığın irdelemeye, güvenemediğini görüp, onun sevmeyi bilmediğini farkederek devam ettiğin bir yolun sonundadır bu eşik. fedakarlık ve sabır katsayını geride bırakıp, kendine güven ve saygı sınırını zorluyorsan aşıverirsin bi anda.
hoş, vazgeçtiğin o değil, ona dair hayallerindir zaten. vazgeçtiğin en çok kendinsindir belki de...
başkasıyla evlenmeyi midesi kaldıran insan zaten hiçbir zaman sevmemiştir, insan böyle bir durumda yalnızca kendine kızar, "ben nasıl bu gerçeği fark edemedim" diye. kendine kızma süresi çok uzun sürmez ama sevgiyi devam ettirmemek gerekir. insan belirli konularda bencil olmalı kendine çokça değer vermeli. en karaktersiz varlık bile birini sevdiyse, bir başkasının koynunda bir ömür yaşayamaz, tiksinir. kişi bu deneyimin ardından daha titiz olur ve kimseden emin olmaz.
aşk özellikle bu devirde çok zarar vericidir, her taraftan seçenek akıyorken bağlılık konusunda titiz olmak gerekir.
Frida Kahlo Diego'dan vazgeçme eşiğini şöyle açıklamıştır:
"kötü günümde yanımda olmadığın zaman vazgeçtim.
canın sıkıldığında benimle paylaşmadığını, kırılacak veya tedirgin olacak olsam bile düşüncelerini açıkça söylemediğini anladığım zaman vazgeçtim.
bana yalan söylediğini anladığım zaman vazgeçtim.
gözlerime baktığında kalbinle bakmadığını ve bana hala söylemediğin şeyler olduğunu hissettiğimde vazgeçtim.
her sabah benimle uyanmak istemediğini, geleceğimizin hiçbir yere gitmediğini anladığım zaman vazgeçtim.
düşüncelerime ve değerlerime değer vermediğin için vazgeçtim.
ağrılarımı dindirecek sıcak sevgiyi bana vermediğinde vazgeçtim.
sadece kendi mutluluğunu ve geleceğini düşünerek beni hiçe saydığın için vazgeçtim.
tablolarımda artık kendimi mutlu çizemediğim ve tek neden sen olduğun için vazgeçtim.
bencil olduğun için vazgeçtim.
bunlardan sadece bir tanesi senden vazgeçmem için yeterli değildi, çünkü sevgim yüceydi.
ama hepsini düşündüğümde senin benden çoktan vazgeçtiğini anladım.
bu yüzden ben de senden vazgeçtim."
sandığın gibi biri olmadığını anladığın anda vazgeçersin işte. konuşmak, cümleler kurmak, özlemini haykırmak, kızmak , birlikte gülmek bir anda manasız olur. kime ne yazmış, kimin peşinde koşmuş, kimi sevmiş o saatten sonra onu da kafana takmazsın zaten .
Arkadaşlarına karşı seni ezip ezdirdiyse vazgeçme eşliğine çoktan varılmıştır.
Olgunluk, sabır , zahmet , yürek gerek aşka-sevgiye. Çocuk oyuncağı diye ergenler yaşıyor bu sevdayı.
Sevilmiyorsanız vaz geçersiniz. Bu kadar basit. Şahsen biri beni terk etse ve sonrasında düzeltmek istemezse bilirim ki sevmemiş. Oldukca hızlı soğurum sanki hic yaşanmamış gibi. Çünkü sevmeyi bekleyen çok insan var.
sevilen kişiden vageçmek, bütün diğer seçenekler tüketildikten sonra başvurulacak en son seçenektir, daha doğrusu seçeneksizliktir. bu eşiğin krşılıklı olarak olabildiğince yüksek belirlenmesi, sevgi ve sadakatin uğraması muhtemel yol kazalarını, uzun vadeli hasar yaratmayacak şekilde atlatılmasını sağlar.
bir anda gelinmiyor bu eşiğe. yavaş yavaş, sindire sindire geliyorsun.
onun için birçok şey yapmışsındır ama o anlamamıştır. kaç kere kırılmışsındır ama söyleyememişsindir, söylesen de bunu telafi etmek için çabalamayacağını biliyorsundur çünkü.
ona dair yaşadığın tüm hayal kırıklıkları içinde birikir birikir ve artık ona dair hayaller kuramaz hale getirir seni.
istemesende muhasebe yapmaya başlarsın kendi içinde: 'neydi ne oldu; şimdi neden böyle?'
hatayı da hep kendinde ararsın; belki de ben doğru ifade edemedim, belki ben onu kendimden ittim gibi onu aklamaya çalışan fikirler türetirsin.
lakin o kadar çok şey olmamamıştır ki beklediğin, yani ona dair o kadar çok beklentin karşılanmamıştır ki onun tarafından, artık içinden gelmez onu aklamak, onu anlamaya çalışmak.
içinde bir kırgınlık, yüzünde bir bıkkınlık.. gitsen gidemiyorsun ama kalman için de bir sebep yok. yani seni orda tutan tamamıyla senin ona karşı olan hislerin, hani şu kendi hayalinde yarattığın o .
sonunda bir bakarsın ki, hayalindeki o bile kırmaya başlamış seni.
ona dair hayallerin artık tat vermiyorsa, hiç hayal ettiğin gibi olmayacağını anlamışsan, hatta bu hayallerin olmazlığı acı vermeye başlamışsa sana, sen sevilen kişiden vazgeçme eşiğine gelmişsindir.
bu eşiğe geldikten sonra ortaya çıkan en büyük problem ise, o eşiği aşabilmek yani o eşikten ileriye doğru ilk adımı atabilmek.
evet seni o vazgeçme eşiğine getiren o dur, ama o eşikten atlayacak olan sensin maalesef. ve bu hiç kolay değil.
o halde yeniden tanımlayacak olursak, aşılması zor olan eşik.