Şu beyin denen meret ne hikmetse, hep gereksiz şeyleri alır kalıcı bölgesine. Misal, "üçgenin iç açıları toplamı 180 dir"... al işte. Hayır birader, nedir yani. Bunu bilsem ne bilmesem ne. Hayatta en çok değer verdiğim şeyleri unuttuktan sonra neye yararsın ki sen?
Ha bu arada içimde kalmasın: sikeyim üçgenin iç açılarını!
ilk başta kokusunu unutursun. Daha sonra sesini.Sonra yavaştan yüzünü unutmaya başlarsın. Yüzünü hayal etmeye çalıştığında, gözlerinin önüne değişik simalar gelir. O an vay amk, hatırlayamıyorum dersin... ne garip değil mi?
Onunla gittiğin her yeri, yaptığın her şeyi hatırlıyorsun fakat "onu" hatırlamıyorsun.
Velhasıl, hayat böyledir azizim: en sevdiklerini "el" yapar insana.