birisini seversin ve ona duygularını söylersin. karşılığı olmadığını duyarsın. hayallerin yıkılır. üzüntülere boğulursun. belki masanda bir kadeh içki ve elinde onun fotografları... işte o zaman yüreğinden geçenleri o fotograflara bakarak anlatırsın. sanki o varmış gibi. yangının hafifler ama sönmez. ve belki yeni bir rüzgarda tekrar alevleri yükselecektir. "olsun. ben onu bu fotograflarıyla da hatırlarım. tenine dokunamasam da, telefonunu istediğim zaman arıyamasam da ben onu seviyorum" dersin. çaresizce bakarsın...
ayrılık varsa, değişik duygular uyandırır. kızgınlığınızı arttırabilir. sizi, bir köşede oturup resimlere bakmaya muhtaç etmiştir çünkü. ya rüyalar vardır, ya resimler. ona, ancak bu kadar yaklaşabilirsiniz işte. siz, cansız bir görüntüye bakarken, onu canlı gören, dokunan birisinin olabileceği gelir aklınıza. yoktur o. hayaldir. yüzü, tüm ayrıntılarıyla karşınızdayken dokunamamak. bunu layık görmüştür size. yakın, silin, yok edin o resimleri. o, gününü gün ederken, siz bunu hak etmiyorsunuz. o koskoca sevginiz, bir resme bakmaktan çok daha fazlasını hak ediyor. sevgiye, karşılık beklenmez ama, karşılığı ceza da olmamalı.
saatlerce aralıksız yapabilinen eylem.
ondan size hatıra olarak bir kaç fotoğrafı kalmıştır sadece, özlersiniz deli gibi. kalbiniz sancılanır. sesini duymak istersiniz ama olmaz, mümkün değildir işte koşullar böyle gerektirir. aşkıyla yanmaktasınızdır onun. artık geriye tek bir yol kalmıştır. kalbinizi daha çok acıtsa da onun fotoğraflarına bakmak. zorundasınızdır çünkü, özlemi dayanılmaz hale gelmiştir.
baktığınızda kendinizi kaybedersiniz bazen. zamanı unutursunuz. acaba ne yapıyor şimdi, o da beni düşünüyor mu, özledi mi vs.. sorularla aklınızı kurcalarsınız.
güzeldir yine de kalp acıtsa da, fotoğrafta suratındaki tebessümü gördüğünüzde siz de gülümsersiniz ama kimbilir belki o sırada yanaklarınızdan iki damla yaş süzülüyordur. ama o bunu asla bilmeyecektir.
her dakika bakılması insana ferahlık veren durumdur. fotografları elde yoksa sadece gördüğünüz yüzü hayalinizde canlandırırsınız. her yerde onun yanında olduğunu hissedersiniz. bu genelde uzak mesafelerde olan sevgilililerde olan durumdur.
arada ayrilik varsa yapilmamasi gereken eylem. icini daha cok acitir onu yaninda istersin,
dokunmak istersin, sesini duymak istersin ,bunlarin olamiyacagini anladiginda ise canin daha cok acimaya baslar .
ilk bakışta yüzde küçücük olsun tebessüm uyandırır. daha sonra o tebessüm yüzde hüsran, ayrılık, acı çizgilerine dönüşür, gözler dolu dolu olur. yokluğuyla savaşılan o günlerde iyice yakar insanın canını. aylar öncesinde yanı başınızda olan, bir bakışıyla yüreğinizi ısıtan sevdicek yoktur. anılarınızı sadece hayallerde yaşatırsınız yada gözyaşlarınızın yıprattığı fotoğraflarda...
eğer şimdi o uzak ülkede yaşamayı seçmiş bir sevgiliyse söz konusu olan, "bu ülkeyi burada sen yaşadığın için terk ediyorum, bu ülkenin herhangi bir sokağında karşılaşma ihtimalimizi terk ediyorum" diyen bir sevgiliyse baktığın şeyde koskocaman bir boşluk görmektir. baktığın yerde kendi ezik çocukluğunu görmektir. baktığın yerde sadece karanlık görmektir.