hayatı sorgulamaya başlarsınız tekrardan herşey yolunda, güzel giderken. biraz daha büyüdüğünüzü anlarsınız yaşınız kaç olursa olsun. belki de üzülemezsiniz bile içerde anneninizin hıçkırıklarını duyduğunuzdan ya da kız kardeşinizin uyurken bile sayıkladıklarını duyduğunuzdan.
gidip sarılmak istersiniz onlara güçlü olsunlar diye ama malesef sizin de gücünüz yoktur. sadece beklersiniz sabahın olmasını.
Mallık çöker ne yapacağınızı bilemezsiniz 1 2 hafta birsey yapmak istemezsiniz eğlenmek bile istemezsiniz onun anısna saygısızlık etmemek için. kötüdür kötü... Allah sabır versin...
yediğiniz içtiğiniz ayrı gitmiyorsa ve onsuz yapamayacağınızı düşünüyorsanız onu unutmanız da mümkün değildir. onu toprağa gömdüğünüzde, sen buraya girecek adam mıydın diye düşünür ve sessiz sessiz ağlarsınız.
hatta o kadar çok seviyorsunuzdur ki, sen kalksan ben girsem o karanlık kuytuya dersiniz.
kahroluşun, bitişin son noktasıdır... en dibe batıştır... gecenin 3'ünde bir telefon gelir... içinden koşa koşa gitmek gelir... aklın bir süre daha çalıştığı için şükredersin zira taksiyle gitmek daha mantıklıdır... taksiye atlar hastaneye gidersin... saatlerce dua edersin... dönsün diye... gözünde yaş kalmamıştır artık...
aşık olduğundur... ama artık yoktur... !
dünya orada durdu sanılır. hiçbir şey eskisi gibi olmayacak, hayatında hep olan o kişi olmayınca her şey yarım her şey eksik kalacak.. Birkaç gün böyle gider ama sonra anlarsın ki her şey eski düzenine dönüyor, kendinden nefret etmek istersin çünkü gülebiliyorsundur, hep ağlamak istersin göz yaşı bulamazsın.
haberi aldığınızda algılayamazsınız. inanamazsınız.donakalırsınız.gözünüzden damlalar dökülmeye başlar kendinizi tutamazsınız ve göğsünüze ağır bir darbe yemiş gibi hissedersiniz.daha sonraları ölümün ne kadar yakın olduğunu düşünürsünüz hep.
herkezin bir gün öleceğini düşünürsünüz.kendinizi bununla rahatlatmaya çalışırsınız.acı bir olaydır.
bu sizin o kişiyi ne kadar sevdiğinizle alakalı. çevresindeklerin değil. biri ölür hiç koymaz, biri ölür dünya üstünüze koyar.
kelimelerin kiyafetsizliğini tarif eder o an.
1 ay önce ailecek yaşanan feci durum, şimdi bu sela onun için mi verildi, bu tabutta yatan o mu inanası gelmez insanın. Sonraki günlerde yemek yemeyi unuttuğunuzu farkedersiniz. Hava güneşlidir ama, onun karanlıkta olduğunu hatırlarsınız. Yanınızda gamsızca müzik dinleyenlerden bile nefret edersiniz. Herşey dursun istersiniz. Sonra yavaş yavaş ama acı çekerek durumu kabullenirsiniz. Zordur.
Onlarca işin ,planın arasında yüzünüze çarpan ıslak sert bir tokat gibidir. Sevdiğiniz birinin öldüğü an ve onu takip eden gece, Bir yolculuğa çıkıyorsanız zaman durur dakikalar geçmek bilmez her dakika saatler gibi gelir ve sonra yol biter varılması gereken yere varmışsınızdır ortalık kalabalıktır feryatlar , ağlamalar evin duvarlarında yankılanır.En son görevinizi yapma zamanı gelir taşımanız gerekir onu, bunca yıl yüreğinizde taşıdınız şimdi ise omuzlarınızda taşırsınız sonra toprak atarsınız ellerinizle. Tanıdığım En cesur adamı , tanıdığım tek kabadayıyı Ben Bu şekilde Uğurladım.
Herşey Bitmiştir artık yüreğinizde taşımaya devam edersiniz onu ,onları Azrailin sizin için geldiği Ana kadar.