saçma sapan bir durumdur. aşka gelmiş, iki genç bir anda kendilerini öpüşürken buluyorlar, sonra olaylar ilerliyor, ver coşkuyu ver coşkuyu derken bir bakıyor karşısında ağlayan bir surat:
-noldu aşkım ya? bir sorun mu var?
+s.ktir et, işine bak sen...
-???
e konsantrasyon mu kaldı güzelim ya, nolacak şimdi?
eski sevgili aklına gelmiş olabilir, fakat bu onu özlediğin ya da bulunduğun durumdan pişmanlık duyduğun için değil de, eskiden yediğin kazıkların biran da aklına düşmesi ve tepkinin dışarıya ağlama şeklinde verilmesi durumu olabilir.
(bkz: mazi kalbim de yara)
bazen gözlerini açtığında görülen kişinin görmeyi istenen olmamasından kaynaklanan, bazen de son kez olduğunun bilinmesinden dolayı yaşanan duygu patlaması...
* )**^('^/^'...
- kazım noluyo ????
* sevmiştim ben seni... sevmiştim... nasıl yaparım bunu sana yaaa..nasıl...
- nasıl yaparsın hakikaten ya... göstersene bi daha ?
* oha a.koim.
- tamam.
eğer olay 'sevişirken' vukuu bulmuşsa ağlamayan tarafın kafasında; acaba bir başkası mı geldi aklına? tecavüze falan mı uğradı ki? şeklinde sorular getirip ardından keşke sevişmeseydik hiç tepkisiyle sonlanacak olay. yüzüne sormak istersin ama sormaya çekinirsin çünkü iki sorununda cevabının hayır olması istenen sorular kategorisinde olması gayet ürkütücüdür zaten. ve ilk sorudan evet cevabı alınınca yaşanılacak dumurun yaratacağı etkiyi bünyenin kaldıramayacağı korkusu, ikinci sorudan evet cevabı alınınca ne yapılmasını ne denilmesi gerektiğini bilmemenin bünyede yaratacağı eksiklik endişesi soruların beyninde hapsolmasına sebep olur. ayrıyeten hiç duygusal veya romantik olarak karşılanamayacak hadise çünkü film izlemiyorsun veya yağmur altında el ele değilsin, sevişirken ağlanılması gerektiğini anlatan bir duygusal filmde görmedi bu gözler. **
öyle seversin öyle seversin ki sevişmenin en büyük zevki için şu sözleri sarf edersin: "seninle sevişmek sadece sana girmek değil..." bu sevginin boyutunu anlatamadığını ifade eden en sevişken ve aynı zamanda en duygu dolu olan sözdür o an aslında. ve aynı duyguyla sevişirsin... öyle seversin öyle seversin ki içine almanın zevkinin ötesinde, içinde olanın sevdiğin o erkek olmasının mutluluğunun zevki apayrıdır her şeyden. ve hani insanlar sevdiklerine sarılırlar ya aşırı sevdiklerinden içlerine çekmek istercesine, işte sen o an zaten sevdiğini içine almış olmanın mutluluğunda sevişirsin. sevişmenin en ateşli yerlerinden birinde aşkın duygusu artık yerini tamamen hazza ve orgazm isteğine bırakmışken bir cümle geliverir ki sevdiceğinden, inciler süzülüverir gözlerinden: "sadece sana azıyorum müthiş bişisin sen bal gibisin bebeğim benim" sadece ben!... sadece!... benim için de erkek sadece o zaten. işte aşk bu. ve ağlarsın hazzın mutluluğa dönüştüğü o an duygu yoğunluğundan. sevilmekse o an şöyle bişidir; gözlerindeki yaşı gören o erkek penisini derinine gömer nazikçe ve eğilip öper gözlerinden, sonra gerdanından, ve sonra dudaklarından... artık ağlamamak için hiçbir utanç sebebin yok!...
