hani bi arkadaşınızı ararsınız, telefonunuz çekmez yahut ona ulaşamazsınız ya işte bunun gibi birşey değildir. bu duyguyu midenizin başlangıc noktasında hisseder ve ayak parmaklarınızda sonlandırırsınız çünkü oturmanız gerekmektedir. nasıl yada nezaman bunu anlamanız değil bir anda etrafınızda ki objelerin ani titreşmeleri ve bi anda aklınızda geçen bütün şeylerin duygunuz tarafından bastırılmasıdır. yaptıklarınızın değil hissettiklerinizin artık öldüğünü, değersiz oldupunu anladığınız an itibariyle de bu anlam karmaşası son bulur.
sevgi kavramını yanlış yorumladığınızı anlamanız gereken andır.
sevgi hiçbir zaman boşa gitmez. doluya gitsin diye sevilmez. öyle sevgi olmaz. bir şeyler kazanayım diye yapılan faaliyet sevgi değildir.
aldatıldığınız andır. aslında doğru sevgi boşa gitmemiştir. boşa giden karşılık bulmak için debelenirken bir yalanın yakalanmasıdır. gerisi çorap söküğü gibi gelir ve o korkunç sonu görürsünüz.
sevmek ne neşe ne keder
ne karşılık ne borç ne harç.
sevmek; bir avuç içinden üflenen yerçekkimsiz bir yıldız kümesi.
gökyüzünden ansızın size yine düşecek o tek
süpriz bir kayan yıldız.