Gerçek sevgiyse -gerçek sevgiden kasıt onu gerçekten tanıdığın için sevmendir- bitmez. Biterse sevmemişsindir, tanımamışsındır, sevdiğini düşünmüşündür, hoşlanmışındır vs. Vs.
bir zamana kadar inanılan, tokat gibi bir cevaba maruz kalınan düşüncedir.
ben de inanırdım bir zamanlar. bittiğinde sudan çıkmış balığa dönmüştüm. hayır ,başkasının sevgisinin bitmeyeceğine değildi; benim sevgimin bitmeyeceğineydi inancım.
sevginin hiç bitmeyeceğini sandığını sanmaktır. insan hisleriyle vardır ve hisleri olan bir insanın içinde en kötü hisleri barındırıyor olsa da sevgisiz olması gibi bir durum düzene aykırıdır.
sanmak.
sanmıyorum ki bitsin. sevgiyse gerçekten sanrılardan uzaktır. güven verir. sanmazsın eminsindir.
sevgi bitmez. yön değiştirir. yönün sevgiliyse sevgin daimdir.
ben öyle sandım.
en azından inandım.
çok geçmeden anladım.
yanılmıştım.
izledim. istemeden de olsa seyirci kaldım yaşadıklarıma.
sancısını hissederek, hissettiğimi hazmederek unuttum sonrasında.
çok kez dikildim karşısına. "bak" dedim. "gözlerimin içine bak". kaçırdı gözlerini.
bazen kaçtım kuytu köşelere. gözükmedim gözüne. demedi hiç "nerdesin?"diye.
büyüttüm, sorun ettim. "nasıl olur?" dedim. yediremedim.
duymazdan geldim, inkar ettim.
yeri geldi blöf yaptım, bi şey değil üstüne tükürdüğümü yaladım.
susmak bazen en güzel cevaptır dedi birileri. inandım, sustum sonra. halimi kabullendiğimi sanıp bana acıyanlar yanıldılar. yangına körükle gitmemekti artık tek niyetim. ne olacaksa olsundu. oldu.
ayrılmadık. işkence ettik birbirimize. susarak...
o fark etmedi.
görmedi.
belki görmek istemedi.
başlangıçlarda sonu düşleyenler sonda da başlangıcı özlediklerinde çiviler oynuyor yerinden. sanıyorsun ki her şey ilk günkü gibi olacak. sen değişmeyeceksin, karşındaki değişmeyecek... duygular sabit değil oysa. yıllarca savunduğun bir şeyi yeri geliyor inkar edebiliyorsun, asla yapmam dediklerin bir zaman sonra yapmayı düşlediklerin olabiliyor. değişiyor, büyüyorsun. kabullenmek istemiyor, konduramıyorsun.
konduramadığında bir şeyleri seyirci gibi izliyorsun hayatını. akıp gidiyor avuçlarından bir şeyler. tutamıyorsun. deli oluyor ama engel olamıyorsun.
fark etmiyorsun.
göremiyorsun.
belki görmek istemiyorsun.
ne zamanki beni tanıdığına en çok inandığım adama kendimi ifade etmeye çalıştığımı fark ettim o vakit izlemeyi tercih ettim. izledikçe gördüm, gördükçe üzüldüm, üzüldükçe kemirdim dudaklarımı ama ne bendim artık onun düşlediği ne de oydu benim özlediğim. fark etmeden içimde büyüttüğüm hırsımı koyunca bi kenara anladım değiştiğimizi. alışkanlıklarına deli gibi düşkün olan bizler bundan sebep tutamamışız başka elleri.
nasıl uzaklaşmışız biz? emek vermiştik oysaki. nasıl kaybetmeyi göze alır beni?
beni?
beni!
tek sorun "ben". biz var mıyız ki? sahi ne zaman bırakmışız ellerimizi? nasıl korkar hale gelmişiz göz göze gelmekten?
boşver.
her soruya yanıt bulmak zorunda hissetme kendini.
kabul et artık, bizim gölgemiz yok peşimizde, güneş çoktan batmış. gözümüz hala gökyüzünde.